11 Ocak 2010 Pazartesi

SAĞLIK BİLGİLERİ

A Vitamini Eksikliğinin Sonuçları

Dünyada en çok eksikliği görülen vitaminlerin başında A vitamini gelir. Beslenme bozukluklarından kaynaklanan vitamin eksikliği çeşitli hastalıklara yol açmaktadır.

A Vitamini Eksikliğinin Sonuçları
A vitamini eksikliğinin ilk belirtisi gece körlüğüdür. İleri düzeyde vitamin eksikliği devam ederse tam körlük oluşabilir.
Büyüme çağındaki çocuklarda kemik yapısı gelişmez, cilt yapısı bozulur ve rengi matlaşır.
Üreme fonksiyonlarında bozukluklar ve kısırlık görülebilir.
Aşırı alkol tüketimi ve A vitamini eksikliğinde karaciğer yetersizliği sorunu yaşanabilir.
Doğum kontrol hapı kullanıyorsanız A vitamini ihtiyacınız artacaktır.
A Vitamin Vücuttaki Görevi
A vitamini; gözün düzenli çalışmasını, hücrelerin gelişip yenilenmesini, cildin sağlık ve pürüzsüz olmasını, kanserin önlenmesini, bağışıklık sisteminin güçlendirmesi gibi önemli görevli bulunmaktadır.
A vitamini, hayvansal gıdalarda ve deniz balıklarında bulunur. Bitkilerde bulunan beta-karoten maddesi vücutta A vitamini olarak kullanılır.
A Vitamini ve Beta-karoten maddesinin en yoğun bulunduğu kaynaklar;
Karaciğer, akciğer, böbrek
Balıkların yağı ve karaciğeri
Süt
Tereyağı
Yumurta sarısı
Havuç
Kayısı
Şeftali
Domates
A Vitaminin fazlası vücutta çeşitli sorunlara yol açar. Eklem ağrıları ve saç dökülmesi a vitamini fazlalığının belirtileri arasındadır.
Dengeli beslenerek doğal kaynaklardan vitamin ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. A vitamini tabletlerini mutlaka doktorunuza danışarak kullanmalısınız.



PLASTİK ŞİŞELERDEKİ TEHLİKE

Lösemili Çocuklar Vakfı'ndan (LÖSEV) yapılan açıklamada, plastik kola, su ve süt şişelerinin kanserojen olduğu belirtildi.
Açıklamada, özetle şöyle denildi:
"Birçok içecek ile gıda maddesi plastik şişeler ve ambalajlar içerisinde sunulmaktadır. Ne yazık ki bu plastik şişe ve ambalajların çoğu gıda kodeksi yönetmeliğine uymamamakta, içinde zararlı maddeler barındırmaktadır. Plastik şişelerin ham maddesi bilindiği üzere bir petrol artığıdır. Yapısında yer alan ve sonradan katılan yüzlerce kimyasal madde insan sağlığını doğrudan ilgilendirmektedir. Özellikle plastik şişenin içine konan asitli içeceklerin (kolalı, gazlı içecekler, süt, meyve suları vb.) eritici etkisi ile bu kimyasallar plastikten koparak içindeki içecek veya yiyeceğin özüne geçebilmektedir."
Açıklamada şu önerilerde bulunuldu:
"Özellikle hamileler, çocuklar ile 60 yaşın üzerindeki kişiler plastik şişe ve kaptaki içecek ve yiyecekleri tercih etmesinler.Sıcak çay, kahve vb. sıvıların sunulduğu plastik bardak ve plastik karıştırıcıların kullanımı yasaklanmalıdır.
Tüm gıdaların (özellikle süt, meyve suyu ve su) tüketiminde cam şişe ve kaplar kullanılmalıdır.Piyasada plastik şişelerde satılan ve çok fazla tüketilen kolalı içeceklerin, içerik analizleri yapılmalı ve sonuçları açıklanmalıdır."

KADIN ERKEK HERKESİN DERDİ KEPEKLER

Normalde saç derisindeki hücreler, düzenli bir şekilde yaşlanarak dökülürler. Ölü hücrelerin yerine de yenisi gelir. Altında yeni deri hücresi oluştuğunda ise, eski deri canlılığını yitirerek kepek halini alarak dışarı atılır. Bu durumda saçlarda kuruluk sorunu da vardır. Saçlarınızda geçmeyen bir kepek sorunu varsa, bir dermatoloğa görünmeniz gerekir. Kepek, saç derisinin dışında şakak, alın ve kaşlarınızda da kızarıklıkla beraber seyretmekteyse, mutlaka doktora gitmelisiniz.
Kepek probleminin iki sebebi vardır. İçsel ve dışsal nedenler.
İçsel Nedenler:
Dengesiz beslenme
Alerji ve hassasiyet
Sağlık sorunları
Hormonal dengesizlik
Fazla terleme
Stres, panik ve tansiyon problemleri
Dışsal Nedenler:
Saçın çok seyrek yıkanıp az durulanması
Çok sık şapka, bere veya örtü takmak
Saç boyama maddelerinin yanlış kullanımı
Çok sık ve yoğun biçimde köpük, jöle ya da jel kullanmak
Kepek için özel üretilen şampuanları kullanın. Bu şampuanların içinde antibakteriyel ve mantara karşı ilaçlar bulunur. Bu yüzden kepeği önleme şansı yüksektir. Ancak, kepek sorununu çözdükten sonra, şampuanınızı değiştirmeyi ihmal etmeyin.
Kepek problemi yaşadığınızda dikkat etmeniz gereken en önemli noktalar, beslenme alışkanlığınız ve saçları sık yıkamaya ve iyi durulamaya özen göstermenizdir. Her banyoda saçları iki kez şampuanla yıkadıktan sonra, durulama suyuna sirke katmak ve banyo öncesinde saç diplerine susam yağı sürmek de etkili olacaktır.
http://kadin.tr.msn.com/guzellik/article.aspx?cp-documentid=149208140

OSMAN MÜFTÜOĞLU & YAĞLANMA

Karın veya göbekte biriken yağların nedeni genetik, metabolik veya hormonal faktörler olabiliyor.

Eğer kanda insülin hormonun fazlalığı ve insüline cevapsızlık ile seyreden "insülin direnci sendromu" olan "kronik stresli" ya da "metabolik sendromlu" biriyseniz, otuzlu yaşlar sonrasında karın çevrenizin yavaş yavaş genişlemesine şaşırmayın. Eğer karın çevrenizde yağlanma ile birlikte yüzde yuvarlaklaşma, ensede yağ birikimi, karın ve kalçada kırmızı-mor çatlaklar meydana gelmişse bir Kuşing (Cushing) hastalığı veya sendromundan kuşkulanmak gerekiyor. Böbrek üstü bezinin stres hormonu kortizolü fazla miktarda üretmesi sonucu oluşan bu sorun yüksek dozda ya da uzun süreli kortizol kullanımı durumunda da ortaya çıkabiliyor. (Sezen Aksu’da böyle olmuştu). Orta yaşlarla birlikte belirginleşen karın ve bel çevresi yağlanması erkeklerde testosteron azalması (Andropoz), kadınlarda östrojen kaybı (Menopoz) ile de ortaya çıkabiliyor. Ve nihayet herhangi bir hormonal veya metabolik sorun olmadan da karın ve göbek çevresinde yağlanma ortaya çıkabileceğini bilmek gerekiyor. Bu durum çoğu kez genetik kökenli oluyor. Fazla miktarda alkol içmenin (özellikle biranın) de karın yağlarını artırdığı biliniyor.

Nasıl tedavi edilecek

Karın çevresinde biriken yağlardan "Liposuction", "Lipoliz" veya "Mezoterapi" gibi geçici çözümlerle kurtulabileceğinizi düşünmeyin. Bu yöntemleri denerseniz hem ağrılı bir işleme katlanmış, hem de belinizi değil cüzdanınızı inceltmiş olursunuz!

Karın yağlarını cerrahi olarak aldırmak belki 300-500 gramdan geçici olarak kurtulmanıza ve birkaç aylık geçici bir görüntüye sahip olmanıza yardımcı olsa bile kilo sorununuzun çözümüne hiçbir yarar sağlamaz.

Lipoliz ve mezoterapi gibi yöntemlerin, yağ kaybı amacıyla kullanılmasının hiçbir yarar sağlamadığını daha önceki yazılarımızda okumuş olmalısınız.

Karın bölgesi yağlarını azaltmanın yolu öncelikle onu oluşturan nedeni tedavi etmekten geçiyor. Hormonal eksikliklerin giderilmesi, kortizol fazlalığı, insülin yüksekliği gibi problemlerin kontrol altına alınması, kronik stresin önlenmesi gerekiyor. Bunun dışında bir miktar günlük kalori kısıtlaması yapmak da etkili. Diyeti mutlaka egzersiz-aktivite çalışmaları ile desteklemek gerekiyor.

En etkili yağ eritici düzenli egzersizdir

Karın bölgesi yağlarını azaltmada en etkili egzersiz her gün yapılan 30-35 dakikalık sıkı yürüyüşlerdir. Sert, ritmik ve dakikada ortalama 120 adımın altına düşmeyen etkili yürüyüş planları karın yağlarından kurtulmayı kolaylaştırıyor. Mekik çekmenin de yararlı olabileceği belirtiliyor. Eğer yürüyüş planı ile günde ortalama 300-500 kalorilik bir kayıp sağlayabilirseniz bu yağların bir hayli azalabileceğinden kuşkunuz olmasın. Sırası gelmişken belirtelim: "Men’s Health" veya diğer fitness dergilerinde gördüğünüz dümdüz karınlı, bol kaslı erkek veya hanımlardan biri olmayı düşünüyorsanız, toplam vücut yağınızın %15 geçmemesi, hatta %12’lere inmesi gerekiyor. Bu da kolay kolay ulaşılacak bir oran değil.

Aşırı terlemenin birçok sebebi var

Vücudumuzda yaklaşık üç-beş milyon civarında terleme hızı ve miktarını ayarlayan bez var. Cildinize yerleşmiş olan bu bezler vücut sıcaklığına ve kendi kendine çalışan otomatik, sinirsel uyarılara bağlı olarak sıvı salgılamakta yani terlemenizi sağlamaktadır. Ter ile kaybedilen sıvı esas olarak su ve tuzdan ibarettir. Diğer minerallerin miktarı oldukça düşüktür. Terleme ile kaybedilen su miktarını esas olarak çevre ısısı belirler ama yiyip içtiklerinizin, genetik yapınız, hastalıklarınız hatta ruhsal durumunuzun bile etkisi olabiliyor. Sıcak içecekler, içinde alkol ve kafein bulunan içecekler, acılı ve baharatlı yiyecekler terleme miktarını arttırıyor. Yüksek dozda kullanıldığında Asetaminofen, Aspirin, Tiroid hormonu gibi ilaçlar da terlemeye yol açabilir.

Bazı insanlarda terleme kalıtımsaldır. Bu kişilerde özellikle, avuç içi ve ayak tabanında ayrıca koltuk altı ve kasıklarda fazla miktarda olmaktadır. Terleme miktarınızı hormonlar da etkiler. Menopoz ve andropozda, yani kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron hormonu azaldığında terleme artar. Düşük kan şekeri, kan şekerinde yüksekliğe bağlı sinir sistemi hasarları, tiroid bezinin aşırı çalışması, tüberküloz gibi enfeksiyon hastalıkları, sıtma ve benzeri parazit hastalıklarında da aşırı terleme ortaya çıkabilir. Uzun süreleri terlemeler özellikle, ateşle birlikte olduğunda lösemi ve lenfoma gibi kanserlere işaret edebilir.
Prod. Dr. Osman Müftüoğlu
kelebek.hurriyet.com.tr/yazarlar/7182379.asp?...95...

GÖBEK DÜŞMESİ

Kesinlikle hafife alınmaması gereken bir rahatsızlıktır. En büyük nedeni ani bir şekilde ağır bir şeyi kaldırmak,yüksekden atlamak yada düşmekdir.
Belirtileri: Çok kötü bir mide ağrısı, yenilen herşeyden sonra kusma, ağır ishal ve müthiş bir halsizliktir.

En basit ve etkili çaresi şu şekildedir:

Rahatsız kişi sırt üstü yere yatar ve dizlerini toplar.
Tedaviyi yapacak kişi baş parmağı ile hastanın göbeğine, parmağına kalp atışışına benzer bir tık tık sesi gelene kadar iyice bastırır. Göbek en fazla 10 dakika içinde yerine gelir.
Bunu yapamam diyorsanız göbeğinize bardak da attırabilirsiniz. Bu işlemde bardağın kendiliğinden düşmesi ile son bulur, ikiside çok etkili çözümdür. Ağrı, sızı, bulantı, hiç bişey kalmaz.


AYAKLARINIZA İYİ BAKIN
Vücudunuzdaki organların en duyarlı uçları ayağınızın altında yer alır. Bu noktalara masaj yaparsanız, ağrılarınızdan ve acılarınızdan kolayca kurtulursunuz. Gördüğünüz gibi kalp ile ilgili uçlar sol ayak altındadır.

Hangi organının nasıl bağlı olduğu nokta ve oklarla gösterilmektedir.
Bu organlara bağlı tüm sinirlerin burada sonlandığı gerçekten doğrudur.
Allah vücudumuzu mükemmel yaratmıştır. Bu sistem ile bizim yürümemizi sağlamış ve yürütmüştür ki bu noktalara her baskı yaptığımızda tüm organlarımız harekete geçsin ve düzgün çalışsın.
O zaman yürümeye devam edin....

Hiç yorum yok: