16 Şubat 2015 Pazartesi

BU YAZIYA BASLIK BULAMADIM




“ Oooo Gungor hanim, sonunda lutfettiniz de yazmaya basladiniz.”
Valla oyle oldu.
Aslinda ben de çok ozledim blogmu, blog arkadaslarimi, blog ziyaretlerimizi.  Ama Deniz´im buyudukce benim de mesguliyetimde onunla birlikte buyumeye basladi.
Hem  yazacak da çok sey oldu aslinda hayatimizda.
Oglum neredeyse 10  ayini doldurmak uzere.  Ve bu 10 aya,  6 tane dis, bazi gece ateslenmeleri, 0 numara saç trasi, alkislamayi ogrenme, emeklemeye baslama, herkesi tanima,  gunesi golgede birakan sicacik gulmeler ve huysuz aglamalar serpistirdik.  Arkadaslari ile taplanma gunu bile var. Her persembe aksami  yaklasik olarak ayni donemlerde dogum yapan anneler toplaniyoruz.  Çocuklar daha içeri girer girmez sevinç  çígliklari atmaya basliyorlar. 

 Birde bazi gunler Pilar meydanindaki guvercinleri beslememiz varki gerçekden gorulmeye deger. … Çok sukur gayet saglikli ve sevgi yumagu seklinde buyuyor masallah annesinin candan otesi.



Ekim ayinda bir Istanbul tatili yaptik.  Hersey çok guzeldi.  Ama Canimin içi de ben de fark ettik bizim pabucumuz çoktan dama atilmis bile.  Sagolsunlar, herkes Deniz´imin etrafinda pervane oldu.  Biz ikinci planda kaldik.  Herkesi çok ozlemistik. Çok sukur ki  tum sevdiklerimizi saglikli bulup saglikli biraktik.

 Bu arada bir de bir gonul dostu ile tanistik. Insan olmak blogunun sahibi çok sevgili Asuman hanimla, Istanbula gelmeden once randevulasip geldigimizde tanistik.  Ikimizde birbirimizi yillar oncesinden taniyor gibiydik. Yazilarindaki kalbe dokunurlugu sobetinde de vardi.  Tam tahmin ettigim gibi , agzindan çikan her kelimenin farkinda, çok kibar, samimi, ve guler yuzlu bir hanim  Asuman hanim. Kendisini tanimakdan çok mutlu oldum. Umarim tekrar bir araya gelmek kismet olur.



Aralik ayinda evlilik yildonumumuz nedeni ile kisa  ama çok kapsamli  bir Paris tatili yaptik. Gerçekden unutulmaz bir tatil hediye etti Canimin içi bize. Bununla ilgili fotograflari daha sonra detayli bir yazi ile paylasicam. 

 

Yilbasindan sonra  kizkardesim ve ailesinin  ile ziyareti ile  çok mutlu olduk.


Veee buralari soracak olursan sevgili okur;

Ispanyayi saran ciddi ekonomik krize ragmen , tatiller, karnavallar, eglenceler bitmiyor.  Bazen bakiyorum ve dusunuyorumda hersey bizim ulkemizden oyle farkli ki.  Uzulmemek elde degil.  Turk kanallarinin haberlerini izlerken yuregim daglaniyor gerçekden. 

Hatta geçen gun soyle birsey oldu.

Ogle yemegimizi yiyorduk. Ben  televizyonda Turk haber kanalini açmistim. Arka arkaya verilen haberlerle yemek bogazimiza dizildi resmen.  Benim gozlerim dolunca esim bu kez buranin haber kanalini açti.  Ve su haberle karsilastik. Bir çalisma yapiyorlarmis. Eger hayata geçirebilirlerse tum  kopeklerin DNA´sini alacaklar. Ve eger sokakda bir kopek diskisina rastlanirsa direk sahibini sorumlu tutacaklarmis. Olaya bak dedim. Dunya nereye gidiyor biz nereye.  

Bir ara bize yakin bir sehre kar yagdi bir hafta boyunca konu yaptilar. Dereler nasil guzel buz tutmus, çocuklar nasil eglenmis.

Bu arada yanlis anlasilmak istemiyorum. Demiyorum ki, oooohhhh burasi cennet, ekmek elden su golden yasiyoruz. Tabiki yasam guçlukleri / yanlisliklari  burada da var. Ama insanin ruhunun, bedeninin, gonlunun kaldiracagi, aklinin, mantiginin alacagi kadar.

Burada kahrolasi tecavuz kesinlikle yok.

Mini etek giyene, istedigi saatte taksiye yalniz binen kadina taciz yok.  Kadin cinayeti yok.  Yerin dibine geresice tore cinayetleri yok.  Koca dayagi yok. ..

Isyerinde amir baskisi yok.  Hatanelerde uzun uzun kuyruklar yok.  Ye kurkum ye anlayisi yok.

Dogada nefes alan, kadin, erkek, çocuk, hayvan ne olursa olsun hepsi esit.  

Buraya ilk geldigim yil  Turkiyeye tatile gelmis olan bir grup arkadasimiz bana ne sormuslardi biliyormusunuz.

Senin ulkenin kadinlarinin yuzunde neden hüzün var?

Gelde anlat simdi  ulkemin kadinlarinin sikintilarini.

Aslinda baska seyler, guzel seyler yazmak için oturmustum bilgisayarin basina. Belki okuyucumun  yuzunde bir gulumseme olusturabilirim demistim kendi kendime. Ama yazi birden bire buraya geldi iste.  Parmaklar baska sey yazmak istesede, ruh izin vermiyor bazen.

Neyse…

Kendine iyi bak sevgili okur.

Insallah bundan sonra, ruh ve parmaklar hep guzel seyler yazmak için bir araya gelir.

Sevgilerimle.

Gungor Ekinci Saglik