22 Temmuz 2010 Perşembe

İSTANBUL'U GÖRMEDEN ÖLMEMEK LAZIM

Pazartesi günü iki haftalık yıllık izne çıktım. Tatilin tamamını İstanbul'da geçireceğim. Yaptığım planın tamamını uygulayabilirsem süperşahane bir tatil olacak inşallah. Gerçi biraz yorucu bir plan oldu ama değecek gibi görünüyor. Örneğin bugün gazete okuyup çay içmek için kardeşim, eşi ve yeğenimle birlikde Kanlıca'ya gittik. Gerçekden keyifli bir gündü. Ama ben sizlere asıl dünkü programımızdan bahsetmek istiyorum.

Dün kardeşim Hakan'la mini bir İstanbul turu yaptık. Bir saatlik boğaz sefası yaparak geldiğimiz Eminönü'nde güzel bir kahvaltı yaptıkdan sonra başladı turumuz. Mısır Çarşısından başladık İstanbul'u solumaya. Mısır Çarşısına defalarca gitmiştim ama Kapalı Çarşıya ilk kez gittim. Bilmeyenler için belirtmiş olalım Kapalı Çarşı Mısır Çarşısının bir kaç beden büyük ve çok sayıda kuyumcusu olan hali. İkisinde de çok sayıda baharatçı,kuruyemişci, şarküterici, İstanbul'u akla getiren el yapımı ürün satıcıları ve hediyelik eşyacılar bulunmaktadır.

































Kapalıçarşıdan çıkınca 1551-1558 yılları arasında Mimar Sinan tarafından Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edilen Süleymaniye Camiine gittik. Fakat camide restorasyon çalışması olduğu için sadece Kanuni Sultan Süleymanın türbesini ziyaret edebildik.












Dördüncü durağımız Yeni Cami yada diğer adıyla Valide Sultan Camii oldu.













Mimarisine, ruhaniyetine hayran olduğum, hatta bayıldığım Yeni camiden çıkınca Galata Kulesine gitmeye karar verdik. Ama öncesinde Galata köprüsünde biraz soluklanıp birer kahve içtik.



Kahvelerimizi aşağıdaki eşsiz manzara karşısında içmek yorgunluğumuzu hafifletti inanın.



Galata Kulesine çıkınca gözlerime inanamadım. Arkadaşlar inanın abartmıyorum, ben hayatımda bu kardar güzel bir manzara görmedim. Hani şehir rehberlerinde yapmadan dönme, görmeden dönme yazar ya, bence İstanbul ve Galata Kulesi görmeden ölünmemesi gereken yerler. Tek üzüldüğüm şey hava çok kapalı olduğu için fotoğraflar istediğim kadar net çıkmadı ne yazık ki.






















Ve son durağımız Taksim oldu. Ara sokaklarda dolaştık, fotoğraf çektik, yemek yedik. Akşam yetişmemiz gereken davetten dolayı günü İstiklal caddesinde noktalamaya karar verdik. Hem ruhumuzu, hem gözlerimizi doyuran harika bir gün oldu gerçekden. Yarın plajdayım. Tatilimin geri kalanınıda paylaşmaya devam edeceğim.







Fotoğrafları üzerlerine tıklayarak büyütebilir siniz.

Sevgiler, iyi seyirler.