2 Eylül 2011 Cuma

SENİNLE YAŞLANMAK İSTİYORUM (canımın içi)



Seneler Geçsin,
Sen Beni bil, ben seni bileyim istiyorum.

Benim olduğun kadar dostlarının,
Dostlarının olduğun kadar benim ol istiyorum.

Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım ki,Öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı.

Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız.
Sen çok dertlenip,içip arkadaşlarınla,
eve gelmelisin.

Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız.
Öyle ki,yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.

Yaşayalım ki,paramız olunca sevinelim.
Güzel günlerimizi,evimizde,
bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız.

Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek….
Böylece yaşamalıyız işte.

Sonra çocuklarımız olmalı,
Düşünsene senin ve benim olan bir canlı.

Geceleri ağladıkça sırasıyla susturmalıyız.
Sen arada mızıkçılık yapmalısın.
Ve ben söylenerek sıranı almalıyım.

Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım,
Söylenerek yumurta kırmalısın.

Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken,
Herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı.

Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden.
Mutluda olsa,Kötüde olsa,
Yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı.

Saçlara düşünce yada gidince aklar,
Çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden.

Kavgasız,
Her sabah cinayetle uyanılmayan,
Sessiz bir yere gitmeliyiz.

Geceleri balkonda denizi seyredip,
Sandalyelerimizde sallanmalıyız.

Eve gelip benden kahve istemelisin.
Çocuklar gelmeli ziyaretimize,

Geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız.
Öyle sevmelisin ki beni,Bu yazdıklarım korkutmamalı seni,
Tebessümler açtırmalı yüzünde.

Birgün bu hayatı bırakıp giderken,
Sadece mutluluk olmalı yüzümüzde

Birbirimiz sevmenin gururu olmalı “HERŞEYDE”…..

CAN YÜCEL…

29 Ağustos 2011 Pazartesi

RAMAZAN BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN




" Üşüyorum, susadım, uykum var " dı derken, onbir ayın sultanı Ramazan-ı şerifinde son gününe geldik. Allah orucumuzu, diğer ibadetlerimizi, yapmaya çalıştığımız hayırlarımızı kabul etsin. Yarın Allahın izni ile bayramı karşılayacağız. Tüm dualarınızın kabul olduğu bir bayram sabahına uyanmanızı diliyorum.

Sabah bir uyansanız ki, ev baklavasının şerbeti siz kalkmadan dökülmüş olsun.
Daha tatlı şerbetini çekmemiş ama olsun, siz genzinizi yaka yaka atın ağzınıza bir tane aceleniz var çünkü.

Evet aceleniz var, neden mi ?

Çünkü sevgili okuyucum;
Eğer erkekseniz bayram namazına yetişeceksiniz, bayansanız eşiniz, ya da babanız, ya da kardeşiniz, ya da oğlunuz, ya da hepsi birden bayram namazından gelmek üzereler, onlar gelmeden sizin de benim gibi kahvaltı sofrasını hazırlamanız gerekiyor.

Tamamdır, artık sofra hazır.
Oooohhh börek de mis gibi kokuyor valla. Çayın altını yarıma kısın yavaş yavaş demlensin.

Kolonya ve şeker hazır mı? Çocuklar şimdi kapıyı çalmaya başlar.

Heh, bizimkiler de geldi, hadi artık sofraya.

" YURDUM İÇİN KAHVALTI VAKTİ " Afiyet olsun Türkiye...

Annem ilk kez bir bayram evde değil. Bu bayramı teyzemle birlikde Rize’de nenemin yanında geçirecek. Babam ve annem ailenin büyüklerinden oldukları için bizim bayram misafirimiz çok olur. Yeğenler, kuzenler, ahbablar, komşular, dolup taşar evimiz.

Biz de hiç " nerde eski bayramlar" nostaljisi olmaz. Dejenere olmamış bir aileye sahibim çünkü. Büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü bilir. Küçük büyükle tokalaşmaz el öper. Gelen bütün misafirlere kolonya, şeker tutulur, tatlı ve içecek ikram edilir. Minik misafirlerimize de mendilleri hediye edilir. Şehir dışındaki büyüklere telefon açılır, bayramları kutlanır, hayır duaları alınır.

Ya sizde, sizler de bayramlar nasıl geçer ?
Dilerim umduğunuzdan da güzel geçer...

Hepinizin mübarek ramazan bayramını en içten dileklerimle kutluyor, tüm dünyaya barışın, dostluğun, anlayışın, hoşgörünün, bereketin hakim olduğu, savaşların, açlığın, felaketlerin olmadığı, sağlıklı, huzurlu, mutlu nice nice bayramlar diliyorum.

Sevgilerimle,
Güngör Ekinci