8 Ekim 2011 Cumartesi

Burası Otağtepe TEMA Vehbi Koç Doğa Kültür Merkezi



Geçenlerde Düşler Denizi bloğunun sahibi sevgili Nilay’cığımın bloğunda harika fotoğraflar gördüm. Yazdıklarını okuyunca fotoğrafları nerede çektiğini anladım. Ve dün de kuzenim Kübra ile soluğu orada yani Kavacık Otağtepe TEMA Vehbi Koç Doğa Kültür Merkezinde aldık.

Bu mekanın adını daha önce duymuştum ama İstanbul’un incisi boğazın bu kadar güzel fotoğraflanabileceğini düşünmemiştim açıkcası. 2. köprüyü kullananlar mutlaka fark etmiştir, Anadolu yakasına geçerken sağda tepede devasa bir Türk bayrağımız var. İşte burası o bayrağın bulunduğu yer aynı zamanda. Köprü o kadar yakınınızdaki elinizi uzatsanız tutacakmışsınız gibi geliyor. Giriş kişi başı 1,5 TL. İçerde otopark da var ama otopark ücretini bilemiyorum. İşin tek kötü yanı burada yeme içme yapabileceğiniz bir yer yok maalesef. Orada yeriz diye düşünerek çıkmayın yani evden.
Neyse şimdi ben susayım fotoğraflar konuşsun.
Sevgilerimle,
Güngör Ekinci

Tüm fotoğrafları olduğu gibi bu fotoğraflarıda üzerlerine tıklayarak büyütebilirsiniz.














5 Ekim 2011 Çarşamba

Bu hayvanları hiç sevmiyorum..!



Hapşırdıkları ya da öksürdükleri zaman ellerini ağızlarına tutmayan öküzleri,

Kendilerine kırmızı ışık yanıyor olduğu halde durmadan geçen develeri,

Kalabalıkdan faydalanıp sıraya girmeden otobüse binmeye çalışan çakalları,

Alış veriş yaparken tezgahtar arkadaş bana yardımcı olmaya çalışıyorken, ikide bir
bi bakarmısınız bi bakarmısınız diyerek kızın canını sıkan inekleri,

Hızla geçerken üzerimize yoldaki çamurlu suyu sıçratan, arabalarının beygir gücünden daha da büyük beygirleri,

Meteoroloji uzmanlarının televizyonda günlerce uyarmalarına rağmen araçlarına zincir takmadan yola çıkıp trafiği alt üst eden ayıları,

Gırtlaklarını temzileye temizleye utanmadan sokaklara tüküren lamaları,

Çöplerini çöp günü olmadığı halde tedbirsizce sokağa bıraktıkları için,
sokak hayvanları tarafından çöpleri ortalığa dağıtılmış olan böcekleri,

Dost gibi görünüp hayatınıza süzülmeye çalışan, yüzünüze karşı başka, arkanızdan başka konuşan yılanları,

Özel hayatınıza saygı göstermeyen akrepleri,

Aynı fırından çıkmış ve yan yana dizilmiş olan simitlerden birini almak için, önce hepsini tek tek elleyen sinekleri,

Yanınızda görmek istemediğiniz halde zorla hayatınızda kalmaya çalışan keneleri,

Hiç ama hiç sevmiyorum.
Güngör Ekinci

4 Ekim 2011 Salı

Ye Dua Et Sev / Elizabeth Gilbert



Ye Dua Et Sev, üçüde yapmayı çok sevdiğim eylemler gerçekden :-)
Bu kitabı da hakkında edindiğim duyumlardan sonra, çok merak ederek ve severek aldım. Ama itiraf etmek gerekirse başlarda çok sıkıldım. Hatta okuyamadığım için birkaç gün ara verdim.

Belki o günlerde benim ruh halim de kitabı okumaya uygun olmamış olabilir.
Çünkü, kitabı günler sonra elime aldığımda, nasıl başladım, nasıl bitirdim anlamadım gerçekden. Kitap da bir kadının İtalya, Hindistan ve Endonezya da geçirdiği süreler içindeki içsel yolculuğu anlatılmış. New York da yaşayan Elizabeth'in doğu felsefesinin ruhsal tedavisi ile yaralarını sarmak için yaptığı yolculuk desek daha doğru olur aslında.

Meditasyon yapmayı zaten çok severdim, daha da bir sever oldum şimdi.
Ve bir kez daha anladım ki, her şeyin başı sevgi ve affetmek (bazen zor olsa da )…

Okumaya karar verirseniz, pişman olmazsınız.
Sevgilerimle,
Güngör Ekinci

3 Ekim 2011 Pazartesi

İYİ Kİ DOĞDUN CANIMIN İÇİ



Canımın İçi,

Bugün benim için günlerin en güzeli, çünkü senin doğum günün.
Aksesuarların en güzeli olan AŞK'ı taktın bana aylar önce.
Ve sayende, son 182 günün hergünü de benim doğum günüm oldu aşkım.
Şairin dediği gibi, Aşksız geçen günleri düşecek olursak eğer ömürden,
benim ikinci doğum günüm de 04/04/2010 tarihi oldu artık.

Beni kendine hergün yeniden aşık ettiğin için,
Bana yaşadığımı fark ettirdiğin için,
Beni sabırla dinlediğin için,
Beni anladığın için (bazen anlamasan da :-) ),
Kaprislerimin üstünde durmadığın için,
Şımarıklıklarıma gülüp geçtiğin için,
Beni baştan beri eksik etmediğin desteğinle hep sarıp sarmaladığın için,
Verdiğin güvenle kendimi hep iyi hissetmemi sağladığın için,
Elimi tuttuğunda kendimi asansör boşluğuna düşmüş hissedecek kadar beni heyecanlandırdığın için,
Beni her aradığında, telefonda adını gördüğüm zaman, önce bir kaç kez derin nefes almamı gerektirecek kadar içimi titrettiğin için,
Her ayın dördünde gönderdiğin çiçeklerle burnumu sızlatıp, beni mutlulukdan ağlattığın için,
Beni, birlikde kuracağımız yeni dünyamızın kapısına doğru elimden tutarak adım adım yaklaştırdığın için çok teşekkür ederim sevgilim.

Allah,
yüreğimden aşkını,
gözlerimden gözlerini,
Nefesimden nefesini,
Hayatımdan varlığını eksik etmesin Canımın içi.

Doğum günün kutlu olsun,
İyiki doğdun, İyiki varsın, iyiki benimsin.
Seni hergün artan bir aşkla ve tutkuyla seven,
Sevmeye doyamayan SUyun.