30 Eylül 2011 Cuma

Bu da benim AŞK tarifim



24 saat boyunca, nerede olursanız olun, ne yaparsanız yapın onu düşünüyorsanız,
Onu sorduklarında, onu hem saklamak hem anlatmak istiyorsanız ve yüzünüze hoş bir gülümseme yayılıyorsa,
Saat dilimleri hep onu gösteriyorsa, zaman tam onu gösterirken durmuşsa,
Yaşamak istediğiniz tek yer onun yanıysa,
Hep ondan bahsetmek istiyorsanız,



Huzur onun kanadının altında olmaksa,
Şimdiye kadar hissettiğiniz en güzel koku onun kokusuysa,
Onun mutluluğu kendi mutluluğunuzdan önce geliyorsa,
Dört mevsim yazsa ve dallar hep kirazlıysa,
Kendizi fethedilmiş İstanbul gibi görüyorsanız ve O tek hükümdarınızsa,



Kısa ayrılıklar bile uzun geliyorsa hatta uçağı alandan kalkmadan özlemeye başlıyorsanız,
Yüzlerce kitabınızın içinde, onun aldıkları üstlerde, gözünüze en güzel görünen rafda duruyorsa,
Sizi aradığında telefonda adını gördüğünüz zaman, önce heyecanınızı yatıştırmak için birkaç derin nefes almanız gerekiyorsa,
Adı geçtiğinde içiniz titriyorsa,
Onunda sizi çok sevdiğini, düşündüğünü, önemsediğini bilmenin güvenini taşıyorsanız,



Her kapı çaldığında keşke şimdi o gelseydi diyorsanız,
Evde her lezzetli yemek piştiğinde, güzel sofralar kurulduğunda O da şimdi burada olsaydı diyorsanız,
Onunla geçtiğiniz yerlerden onsuz geçtiğinizde kendinizi yapayalnız hissediyorsanız,
Uğrunda her şeyden vazgeçmeyi göze alabilecek kadar gözü kara olduysanız,
Küsüyor, barışıyorsanız ve halinize siz bile şaşırıyorsanız,



Bütün dost sohbetlerinde onun da yanınızda olmasını istiyorsanız,
Önceden gurur yaptığınız şeyleri şimdi sevginiz tolere ediyorsa,
Sizin gözünüzde en güzel beden onun, en güzel karakter onunsa,
Güne onun günaydını ile başlamak geceyi onun öpücüğü ile kapatmak istiyorsanız,
Tebrik ederim, ne mutlu size…
Çünkü bunun adı AŞK…

29 Eylül 2011 Perşembe

İYİKİ DOĞDUN GÖKHAN



Biz Ortaokula giderken ev ekonomisi dersimiz vardı.
3.sınıfta derse müfettiş geldi, hepimize sırayla kaç kardeş olduğumuzu sordu.
4 kardeş ve üstü olan arkadaşları çok azarlamıştı.
Dersimizin hocası da müfettişle bir olup arkadaşlarımızı arazlayarak bize aile planlamasından bahsetmeye başlamışlardı.

O gün arkadaşlarımın durumuna çok üzülüp - " Allahım iyiki 3 kardeşmişiz diye sevinmiştim". Ama bu olay beni çok fazla rahatsız etmişti.

Aradan birkaç ay geçmişti ki annem ne dese beğenirsiniz ?
- Güngör bir kardeşin daha olacak.

Günlerce ağladım 4.kardeşi istemiyorum diye.
Fakat dikkatinizi çekerim istemediğim aslında kardeş değil, DÖRDÜNCÜ kardeşti.
Ve tek derdim "ben arkadaşlarıma 4 kardeş olduğumuzu nasıl söylerim "di.
Hakan’la, Güler havalara uçuyorlardı yeni bir kardeş geliyor diye, bense yastaydım.

Annem, babam, teyzelerim ve yengem, dokuz ay boyunca dört koldan beni ikna etmeye çalıştılar :
- Bak, bir doğsun tapacaksın ona, en çok sen seveceksin, kimseye bırakmayacaksın
vs. vs.....Ama üzüntüden kimseyi dinleyecek halim yoktu.

Neyse, 13 yaşımdayken annemle babam beni dinlemediler tabiki :-)
Araya yaz tatili girdi, arkadaşlarımı ve ev ekonomisi hocamızı görmediğim için biraz daha rahattım, artık ağlamıyordum. Günler ayları kovaladı, liseye başladım. Okulun ilk haftasının ilk Perşembe gecesi annemin sancıları tuttu. Cuma günü sabaha karşı Gökhan aramıza katıldı.

Ogün okula gitmedik. Öğle saatlerine doğru hastaneye gittik. Gökhan, bebek yatağında yatıyordu ve yatağın üzeri bir örtü ile kapalıydı. (Ozamanlar öyleydi nedense, çocuklar kundaklanır öyle sere serpe yatırılmazdı.)

Herkesin gözünün üzerimde olduğunun farkındaydım.
Biraz istekli biraz isteksiz, biraz sevinçli biraz sinirli, Gökhan’ın üzerindeki örtüyü kaldırdım.

Allahım o ne ?
Inının ınının ınının ııııııınnnnn...
Bir bebek bu kadar mı güzel olur ?

İşte o saniyelerden sonra Gökhan bir yana dünya bir yana oldu benim için.

Diğer kardeşlerimi hatta bütün ailemi çok severim, zaten bunu da herkes bilir.
Ama aramızda 14 yaş var, belki de bunun için Gökhan benim hem kardeşim hem çocuğum gibi oldu.

Gökhan, büyümeye başladığında önemli olaylarını not etmeye başlamıştım. Sonra derken okulda ne olmuş ne bitmiş, kim ne demiş, herşeyini benimle paylaşmaya başladı. Ozamanki çocuk aklıyla ne tatlı şeyler anlatırdı bilemezsiniz. Sonra bunların hepsini bir defterde toplamaya karar verdim.
18. yaş gününe kadar aksatmadan ve Gökhan'a söylemeden, bana anlattığı herşeyini yazdım. Deftere Gökhan'ın her yaşında birlikde çekildiğimiz fotoğraflardan da yapıştırdım.

Bana ilkokul 1.sınıfa giderken doğum günümde hediye olarak minik bir yıldız vermişti bir de not yazmıştı saklamıştım.
İlk dişini de saklamıştım.
Hatta 1.sınıfta kullandığı defterlerini, kalemlerini, ona en çok yakışan minicik kıyafetlerini de ayırmıştım.

18.doğum gününde hepsini paketleyip, ANI’larıyla birlikte doğum günü hediyesi olarak vermiştim çok duygulanmıştı.

Sevgili kardeşimin bugün karşılayacağı yeni yaşını buradan da kutlamak istedim.

Canım benim,
Zaman bizi ne ile karşılaştırırsa karşılaştırsın,
hayat bizlere ne sunarsa sunsun,
her zaman yanında / yanınızda olacağımı bilmeni isterim.

Tüm beklentilerinin gerçek olduğu, mutlu, sağlıklı, başarılı, huzurlu bir ömür diler yanaklarından öperim.

Doğum günün kutlu olsun.
İyi ki doğdun, iyi ki varsın.

Seni çok seven ablan Güngör Ekinci

27 Eylül 2011 Salı

3 boyutlu harika resimler

Resimler, üzerlerinde verilen pozlarla sanki gerçekmiş hissi uyandırıyor.
Çok beğendiğim için yayınlamak istedim.

Resimleri üzerlerine tıklayarak büyütebilirsiniz.
Keyifli seyirler.
Sevgiler.