2 Şubat 2013 Cumartesi

Ayako´nun evinde sushi

Dun Japon arkadasimiz sevgili Ayako´nun evinde sushi yapmayi ogrendik. Aslinda hem ogrendik, hem eglendik, hem de doyduk desem daha dogru olur sanirim. 

Ilk Sushi´yi O hazirladi, puf noktalarini anlatti.
Pirincini ve soslarini Japonya´dan getirmis. Yukaridaki fotografda pirincin altinda gordugunuz malzemeye Nori deniliyormus ve bir çesit yosunmus.

Suan elinde tuttugu da bir çesit Nori. Fakat bu deniz bitkilerinden degil, pirinçden yapiliyormus. 
Bundan yapilan sushi bence daha hafif ve daha lezzetli.

Pirince kattigi soslarda yine sushi için ozelmis. pirinç sirkesi, baska sirkeler ve sekerin karisimiymis.

Haslanmis pirinç

Yumurta

Salatalik, havuç

Ve marul
Bunlar Ayako´nun sebze olarak tercih ettigi malzemelerdi. 
Kullandigi çig baliklarda oldugu gibi sebzelerde de istege gore degisiklik yapilabilirmis. 
Ve bu sebzeleri de istege gore once  farkli soslarda bekletip, sonra da sushi yapabilirmissiniz. 
Tamamen damak zevkinize kalmis yani. 



Sirasi ile Nori, pirinç, sebzeler,  ve son olarak da tercih edilen çig balik ust uste konuluyor.

Sonra rulo seklinde en alttaki sarma aparati ile sikica sarilip, 

once ikiye ayrilip, 

sonra dilimlere bolunup servis yapiliyor.

Yukaridaki ve alttaki fotograflardakiler de farkli çesitlerde sushi.
Istenilirse yukaridaki gibi baliksiz olarak da yapilabilirmis.


O sirada Valentina´da sicak sarap hazirlamaya basladi.



Bu fotografda gordugunuz de nilufer çiçeginin kokuyms. 
Koku ince ince dilimleyip, susama bulayip servis yapti. Kitir kitir yeniliyor.

Sansimiza dun hava da bizden yanaydi. Bu mevsimde 23 derece.



Ayako´nun yardimlari ile ben de somon balikli sushi hazirladim.





Benim hazirladigim sushiyi de begendi arkadaslarim.



Ayin 11´inde okulumuz açiliyor. Bir çok arkadasimiz 2. donem bizimle birlikde olamayacak malesef.
Bu nedenle çarsamba gunu de bizim evde toplanicaz. Ogune kadar hadi size iyi gunleeeeerrrr.

Sevgilerimle,
Gungor Ekinci Saglik

29 Ocak 2013 Salı

Okudugum Kitaplar

SEDA DIKER & BENI ARARKEN
Arka Kapak : Bir gün uyandığınızda, kendinizi bambaşka bir hayatı yaşarken bulsanız ne yapardınız? 
 Değer verdiğiniz her şeyden ve herkesten uzak, başka seçimlerinizin sonucu bir hayatta. Üstelik bu hayatın da size ait olduğunu bilerek…Duygusal ilişkiler ve hipnoz tedavi konusunda uzman olan ve bugüne kadar çok sayıda kadına danışmanlık hizmeti veren Seda Dikerden, hayatınızı değiştirecek, çarpıcı bir roman…Kendimize ve sahip olduklarıma gerçekten doğru bakabiliyor muyuz? Hayatlarımıza yön veren ve hiç farkında olmadığımız karar anları neler? O anlara nasıl müdahale edebiliriz? Paralel evrenler arasında binlerce hayat seçeneğinden birini yaşıyorsak, hayatımızı değiştirebiliriz demektir.  Ama nasıl?..  Beni Ararkeni bitirdiğinizde, hayat sizin için başka bir şeye dönüşecek…

Çok dikkatimi çeken, keyifle okudugum harika bir kitapti gerçekten. Hipnoz, bilinçalti, kuantum gibi konular size uzaksa ozaman sikilabilirsiniz belki ama yinede okumanizi oneririm. Sade bir dille yazilmis akici bir kitap.

IMZA KIZIN & BANU OZKAN TOZLUYURT/ SELGIN GB / ESRA AYLIN AKALIN
Arka Kapak :  Farklı sosyokültürel yapılardan, yaşları 8 ile 75 arasında değişen, babalarının hiç büyümeyen kızları, babalarına tüm söylemek istediklerini birer mektupla anlattılar. Ve sonunda tüm kız babalarına nasıl olmaları ya da olmamaları gerektiğini anlatan bir kılavuz oluşturdular. Bu 100’ü aşkın mektubun arasında yakından tanıdığınız bazı babaları bir de kızlarının gözünden okuyacaksınız…Kolektif mektuplardan oluşan kitaplar serisinin ilki niteliğindeki “İmza: Kızın”ı okurken burnunuzun direğinin sızlamasına, yüreğinizin cız etmesine, dalıp gitmeye ve çoğu zaman gözyaşlarınızın akmasına hazırlıklı olun…

Tam da kitabin arkasinda yazildigi gibi duygulanarak okuyacaginiz bir kitap. Kitabi uç gunde bitirdim. Okudugum ilk iki gece ruyamda babamla annemi gordum hep. Içinde mektubum bulunmadigi için uzuldugum, çok emek verilmis guzel bir kitap. Ayrica bu kitapdan elde edilen gelir 21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı (YEKÜV) kanalıyla, çocukların eğitimi için bağışlanacaktir.

SEVGI SOYSAL / TANTE ROSA
Arka Kapak : İlk yayımlandığında "yerli" olmamakla eleştirilen Tante Rosa, Sevgi Soysal'ın, sinemaya da uyarlanan en özgün eseridir. Bir romanbütünlüğüne sahip olacak şekilde birbirine ustalıkla bağlanmış on dört hikayenin ana konusu kadınlık ikilemleridir. Sevgi Soysal'ın, o kendine özgü ironisiyle anlattığı Tante Rosa, yaşamın kurallarına ve sınırlandırmalarına başkaldıran, ancak kadınlığına hapsolduğu için hep yenilen biridir. O, "bütün kadınca bilmeyişlerin tek adıdır .

Geçen yaz Istanbul´a gittigimizde,  alinacak kitaplar listemi kitapçidaki gorevliye gosterip yardimci olmasini rica etmistim. O da gayet guler yuzlu bir sekilde yardimci olup sonunda " çok guzel kitap tercihleriniz var, bu kitabi da okumanizi oneririm" demisti. Ona istinaden almistim bir gece de bitirdigim Tante Rosa´yi.  Çok net hatirliyorum, bitirdigimde ilk dedigim sey " Vay be, nerden nereye" olmustu. Ayni kadina ait 14 hikayeden olusan ilginç bir kitap. Severek okuyacaginizi dusunuyorum.

CANAN TAN & IZ
Arka Kapak : Yakın çevremizde benzerlerini görebileceğimiz gerçeklikte bir baba-kız öyküsü... Babasına hayran Verda, hatta âşık. Biricik kahramanım diyor onun için. Ne var ki, yıllar önce annesiyle babasının boşanmasından sonra ayrı düşmüşler birbirlerine. Çatışmışlar, çelişmişler ama sevgileri içten içe hep sürmüş. Kariyerinde zirveye ulaşmış ünlü avukat Vedat Karacan’ın intiharıyla başlıyor öykü. Bu beklenmedik ölümün ardında yatan gizi çözmek Verda’ya düşmektedir. Geriye dönüp baktığında yüzleştiği keşke’leriyle, pişmanlıklarıyla ve içini kavuran devasa bir özlemle sürecektir babasının izini... Minicik çocuk ellerimi avucunun içine hapsettiğinde, yüreğim yüreğinde eriyordu babacığım. Parmaklarım büyüdü diye mi tutmuyorsun artık ellerimi? Keşke hep küçük kalsalardı... Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba? Hiçbir zaman soramadım bunu sana. Sormak istediğimde fırsat olmadı, fırsat olduğunda cesaretim...

Canan Tan´in  butun kitaplarini çok severek okumustum. Uslubunu, dilini çok begenirim. Ama bu kitap beni biraz hayal kirikligina ugratti açikcasi. Ortalarini geçtikden sonra çekmeye basladi beni. Kitabin konusunun gidisatindan beklemedigim farkli bir son olmasi guzeldi. 

Herkese yurekden sevgilerimle, 
Gungor Ekinci Saglik