6 Temmuz 2013 Cumartesi

IMZA KARIN

Geçen yilin sonlarina yakindi sanirim.  Surekli takip ettigim bloglardan birinde bir proje baslatildigini gordum.  Ismi " IMZA KARIN " olacak sekilde,  bir kitap olusturuluyordu.  " Mevut, geçmiş, gelecek kocanıza, hayalinizdeki erkeğe yazabilirsiniz. " diyorlardi blogda.
Ustelik kitabin gelirinin  STET dernegine bagislanacagi belirtiliyordu. “STET Derneği, geleceğimizi şekillendirecek olan çocuklarımızı yetiştiren annelere, birçok alanda destek veriyor.  Hedefleri  gelecekte bilinçli bir nesil için, öncelikle onları yetiştiren kadınların bilinçli olması... “

Hiç dusunmeden aldim kalemi kagidi  elime.  Çunku hem, Canimin Içine olan duygularim olumsuzlessin, kalici olarak bir kitapda yer alsin istiyordum, hem de sonuçda bagisdan saglanacak gelirle belki  benim de minicik de olsa bir katkim olabilirdi. Son katilim  tarihi de pek hos du ustelik 14 Şubat 2013 sevgililer gunu.

Derken mektubumu yazdim, sozlemeyi imzaladim ve mail ortamindan gonderip beklemeye basladim.

25 Mart 2013 gunu posta kutuma bir mail ulasti ve aynen soyle yaziyordu  ;
“Eğer bu maili şu an okuyorsanız mektubunuz kitapta yer almaya hak kazanmış demektir.”  
 Sevinçten havalara uçtum tabiki. 

Istanbul´a geldigimde hemen satin aldigim kitabimi imzalayip hediye ettim gonlumun Hukumdarina. 
Istanbul tatilimizde gorustugumuz sevgili dostum Melek´cim de,  gorusmeye gelirken imzalamam için kitapla birlikte gelmisti sagolsun.  Yukaridaki fotografta da o an çekildi.  Melek´cim bu inceligi ile hem bana tatli bir jest yapti hemde  en onemlisi bir çocugun gelisimine katkita bulunmus oldu.  Sizde katkita bulunmak isterseniz STET dernegi ile ilgili detaylara buradan ulabilirisniz. 

Ayrica butun asamalarda  projenin basindan sonuna kadar bize surekli bildirimde bulunan, projenin hayata geçmesi için emegini ve yuregini ortaya koyan sayin Banu Özkan Tozluyurt ´a yurekden tesekkur etmeyi borç bilirim.

Kitabin basın bültenine de buradan ve buradan  ulaşabilirsiniz.
Sevgiler ve keyifli okumalar diliyorum.
Gungor Ekinci Saglik

4 Temmuz 2013 Perşembe

Sayili gunler çabuk geçti


Dolu dolu geçen,  mutlu, keyifli bir Turkiye tatilinin sonrasinda hepinize merhabalar.  Oyle çok fotograf çekip, oyle cok yer taniyip, oyle guzel yureklere dokunduk ki, nereden baslasam nasil anlatsam bilemiyorum. 
Onun için oncelikle Istanbul fotograflarindan bazilarini paylasmak istiyorum bugun sizlerle. Gap fotograflarida en kisa surede yayinda olacak insallah. 

3 haftalik tatilimizin 2 haftasini caaaaanim Istanbulumda geçirdik. Bir haftasinda ise mini bir GAP turu yaptik diyebilirim. Her kosesi cennet ulkemizin hiç gormedigim koselerini gorme – tanima imkani bulduk.

Yedik, içtik, gulduk, eglendik.  Sohbetler ruhuma, yemekler mídeme iyi geldi.   3 hafta içinde 4 lezzetli kilo aldim. Ve hayatimda ilk kez aldigim kilolardan rahatsizlik duymadim. Hergun minumum 3 randevumuz oldu.  



Ailelerimizle, akrabalarimizla  ve dostlarimizla doyasiya vakit geçirebilmek için elimizden geleni yaptik. 





Buna ragmen gorusemedigimiz dostlarimizin oldu. Onlarla da seneye insallah. ..







 Sabah surda, oglen orda, aksam buradayiz derken,  aralara bir de alisverislerimizi sikistirdik.

 Emirhan´in karne heyecanina ortak olduk.

Faruk´un yeni yasina girisinde yaninda bulunduk. 

Minik prensesimiz Ela Ilgin´in  gaz sancilarina uzulurken,

evimizde yapilan maçla costuk.

Bu arada dis kontrollerimizi de yaptirdik
 
Bu lezzetli ve sik yemekleri 

Enjoyer´in sahibi 

dostumuz Mehmet´in retaurantinda yedik. 

Buradaki Iskender ve pide disardan ama,  et sote ve patlicanli tabak kardesim Guler´e, manti ise Sevgi yengeme ait.


Gunde kaç kere içtigime bile aldirmadan rast gelen her yerde içtim Turk kahvelerimi.
 Sag alt kosedeki Asiye yengemin ellerinden. 


Burada sohbet ortamlarinda çay bardaklarinin dolup dolup bosalmasini bile ozlemistim. 
Su 3 hafta içinde içtigim çayin da hesabi belli degil onun için. Limonatalarimizi Dido´cugumla tokusturduk.

Canimin içi ile bir gunde Beylerbeyi sarayinin cafesinde içtik Turk kahvelerimizi. 

Farkli gunlerde de Sultanahmet ve 

Ayasofya yakinlarinda aldik solugu.

Afiyetle yedik bahçemizin daha dogrusu bahçecigimizin mutevazi mahsullerini.

Sayili gun gerçekten çok çabuk geçiyor.  Sonuç olarak ne biz dostlara doyabildik, ne de onlar bize. 

Yine de herkesi mutlu ve saglikli bulup, buldugumuz gibi birakmak guzeldi. 
Rabbim yine guzel gunlerde, guzel tatillerde kavusmamizi nasip etsin. Tatilimize renk, nese ve guzellik katan tum dostlarimiza yurekden sevgilerimizle...
Fotograflari uzerlerine  tiklayarak buyutebilirsiniz. 
Gungor Ekinci Saglik