24 Kasım 2009 Salı

KURBAN HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER

Image Hosted by ImageShack.us

Kurban, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir.

Kurban Niçin Kesilir?
Kurban Allah'a yaklaşmak maksadıyla ve yalnız Allah'ın rızasını kazanmak için kesilir. Allah'tan başkası adına hayvan kesmek haramdır ve böyle yapanlara Peygamber Efendimiz (s.a.v) "Allah'tan başkası nâmına hayvan kesene Allah lânet etsin" şeklindeki ifâdeleriyle uyarmıştır. (1)

Kurban ibadeti İslâmiyetten önce de vardı
Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan İbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı. Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti. Hz. İbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. İbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur. Artık Hz. İbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu. Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu. İbrahim a.s büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı. Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu İsmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi.

Şimdi konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in açıklamalarını dinleyelim: Allah Teala buyuruyor:

"İbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (İsmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim'e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır." (1)
Görülüyor ki, Kur'an da Hz. İbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "Ey İbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin." buyurmuştur.
İbrahim a.s, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur. Allah, insanları Hz. İbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı.

İbrahim a.s oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece kurban Hz. İbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir.

Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "Kurban" kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle İbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur.
Kurban Bir İbadet midir Yoksa Gelenek midir?

Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir ibadettir. Kurban da zekat gibi Hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Kurbanlık deve ve sığırlar, Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. O halde onları ön ayaklarından biri bağlı olduğu halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları yere yaslandığı vakit onların etlerinden yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Böylece onları sizin emrinize verdik ki, şükredesiniz."(5)

Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin."(6)

Alınan Hayvanın Kesilmemesi
Kurbanda kesilmek üzere alınan hayvan kesilmeden kurban günleri geçerse, ne yapmak gerekir?
Cevap: Kurban bayramında kesilmek üzere satın alınmış olan kurban hayvanı, kesilmeyip de kurban kesme günleri geçmiş bulunsa, o hayvanın, mevcut ise bizzat kendisini, ölmüş ise kıymetini fakirlere sadaka olarak vermek gerekir. Ertesi seneye bırakılmaz.

Kurban Kimlere Borçtur?
Kurban, mukim olan ve sadaka-i fıtır nisabına malik olan her kadın ve erkek müslümana vaciptir.
Bu tariften şu anlaşılıyor: Müslüman olmayan, seferde bulunan müslümana ve fakir olana kurban vacip değildir.

Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer seferde bulunduklarında kurban kesmemişlerdir. Şayet seferde olan kimse kurban kesmek isterse, kurban kendisine vacip olduğu için değil, nafile olarak kesebilir, kesmediği takdirde sorumlu olmaz.

İmam Azam Ebû Hanife ile Ebû Yusuf'a göre kurbanın vacip olmasında akıl ve erginlik çağına gelmiş olma şart değildir. Yani zengin olan çocuğun ve delinin mallarından babaları veya vasileri kurban keserler. Bu kurbanlardan sadece kendileri yiyebilir, başkaları yiyemez.

İmam Muhammed ile İmam Züfer'e göre kurbanın vacip olması için akı1 ve erginlik çağına gelmiş olma şarttır. Bu itibarla zengin olan çocuklarla deli olanların mallarından kurban kesilmez. (13) Fetvâ da bu görüşe göredir, yani zengin de olsalar çocuklarla delilerin kurban kesmesi gerekmez. (14)

Kurbanın Vakti Ne Zamandır?
Kurban, eyyâm-ı nahr (Kurban kesme günleri) denilen Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günleri kesilir.

Onuncu gün kesmek daha faziletlidir. Zilhiccenin onuncu günü ikinci fecir doğmadan önce kurban kesmek câiz değildir. İkinci fecirden sonra Zilhiccenin on ikinci günü güneş batıncaya kadar geçen zaman içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak geceleri kesmek mekruhtur.

Bayram namazı kılınan yerlerde, imam bayram namazında iken veya teşehhüd miktarı oturmadan önce kurban kesilmesi caiz değildir, Selâm verdikten sonra ise kurban kesilebilir. Bayram namazı kılınmayan yerlerde ikinci fecrin doğumundan sonra kurban kesilebilir. (1)
Kurbanda ortaklık ve şartları


Kurban hayvanına kaç kişi ortak olabilir ve ortaklarda olması gereken şartlar nelerdir? Ortak kesilen hayvanın etinin taksimi nasıl yapılmalıdır?

Cevap:Koyun ve keçi bir kişi adına kurban edilebilir. Sığır ve deveye ise birden yediye kadar kişiler ortak olabilir. Yedi kişiyi geçmemek şartıyla ortakların tek veya çift olmalarında bir fark yoktur. Ortakların hisselerinin eşit olması şart değildir. Yeter ki her ortağın hissesi en az yedide bir veya katları olsun. Sekiz kişi bir sığıra ortak olamaz. Çünkü her bir ortağın hissesi en az yedide bir olmalıdır. İki kişi iki koyuna ortak olabilir. Biri, biri adına, diğeri de öbürünün adına kesilir.

Ortaklıkta bulunması gereken şartlar şunlardır: Bütün ortakların Müslüman olmaları, hepsinin kurban niyetiyle ortaklığa katılmaları, her birinin ortak kurbanda en az yedide bir hisseye sahip olmaları…

Et yeme maksadıyla ortaklık kurulursa veya birisi et yeme maksadıyla ortaklıkta bulunursa, hiç birisinin kurbanı yerine gelmiş olmaz. Fakat kurban türlerinin aynı olması şart değildir. Yani bir kısmının vacip kurbanına, bir kısmının da sünnet, nafile veya akika gibi değişik kurban türlerine niyet etmesi caizdir. Ancak bütün ortakların aynı tür kurban için ortak olmaları müstehaptır. Kurban kesildikten sonra et, tartı ile eşit şekilde paylaşılmalıdır (Bedayi: 5/71-72, Damad: 2/521), ortaklar göz kararı ile ayıramazlar. Ancak bir ailenin fertleri için kurban edilecek olursa, bunun etini taksim etmeleri gerekmez. Diğer taraftan ortaklaşa kurban kesenler, kurban etini tamamen yoksullara dağıtacak veya bir kuruma verecek olurlarsa, bu takdirde de kurban etini taksim etmeleri gerekmez.

Satın aldıktan sonra kurbana ortak almak

Tek başına kesmek niyetiyle kurban alan bir kimse, daha sonra başkalarını kurbanına ortak alabilir mi?

Cevap: Alabilir, fakat bu mekruhtur. Çünkü bu kimse ahdini, sözünü bozmuş sayılır. Bu durumda en güzeli, bu kimsenin ortaklarından aldığı hisse tutarlarını sadaka olarak fakirlere vermesidir.

Fakat bu durumdaki kimse fakir ise, bir görüşe göre başkalarını ortak edemez. Çünkü yükümlü değilken onun keseceği bu kurban, bir adak kurbanı derecesindedir. O kimse, bu kurbanı almakla kendisine vacip kılmıştır.

Bir kimsenin daha sonra başkalarını ortak etmek niyetiyle tek başına kurban alması caizdir. Bu kimse şayet ortak bulamazsa bile tek başına keser, caizdir.

Adak niyetiyle ortak olmak

Adak kurbanı veya velime (evlilik ziyafeti) niyetiyle bir sığıra ortak olunabilir mi?

Cevap:Evet, adak kurbanı niyetiyle veya şükür ve sünnet kastıyla velime (düğün ziyafeti) için bir sığıra ortak olunabilir, caizdir.

Kaza kurbanı niyetiyle ortak olmak

Soru: Ortaklardan biri geçen senenin kurbanına niyet etse, bu ortaklık geçerli olur mu?

Cevap: Geçerli olur. Yalnız kaza niyetiyle katılan ortağın kurbanın etinden faydalanması caiz değildir. Tamamını fakirlere dağıtması gerekir.
Kurban Etinin Taksimi

Deve ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde etleri ortaklar arasında tahmini olarak değil, tartılarak taksim edilir. Ancak bir ailenin fertleri için kurban edilen hayvanın etini taksim etmek gerekmez. Bunun gibi ortaklaşa kurban kesenler kurban etini tamamen yoksullara veya bir hayır kurumuna verecek olurlarsa yine kurban etini taksim etmeleri gerekmez.

Kurban etinin hepsini yoksullara sadaka olarak dağıtmak veya kendisi ve çoluk çocuğu için alıkoymak caiz ise de, en uygun olanı, kurban etini üçe taksim edip, birini kurban kesmeyen yoksullara sadaka olarak dağıtmak, bir bölümünü de akraba, tanıdık ve komşulara ikram etmek, birini de kendi çoluk çocuğu ile yemektir. Kurban etinden müslüman olmayan komşulara da vermek caizdir.

Şayet kurban kesen kimsenin çoluk çocuğu kalabalık ve hali vakti de çok iyi değilse bu takdirde kurban etini sadaka ve hediye olarak dağıtmayıp, tamamını çoluk çocuğu için alıkoyması daha uygun olur. Çünkü kan akıtmakla kurban vecibesi yerine getirilmiştir.
Kurbanın Bedelini Yoksullara Vermekle Kurban Kesilmiş Olur mu?

Bazı kimseler hemen her yı1 kurban bayramında bu soruyu sorarlar: Hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksullara vermekle kurban kesilmiş olur mu? Kurbanın rüknü, kurban edilmesi câiz olan hayvanlardan birini kesmek olduğundan, hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksula vermekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz, bu ancak sadaka olur.
Yalnız kurban kendisine vacip olan kimse satın aldığı kurbanı her hangi bir sebeble kurban günlerinde kesmez veya hiç kurban satın almaz ise kurban günleri geçtikten sonra, bu kimse kurbanlık hayvanının kıymetini fakirlere sadaka olarak verir. Satın alıp kesmediği kurbanını ise canlı olarak fakire verir. Kurban günleri geçtikten sonra daha önce satın alınmış kurbanlık artık kesilmez.

Kurbanı kesebiliyorsa kendisi keser. Çünkü bu bir ibadettir. Onu, kişinin kendisinin yapması, başkasına vekâlet vermesinden daha faziletli ve sevaptır. Peygamberimiz vedâ haccında yüz deve kurban etmiş, bunların altmış üç tanesini bizzat kendileri kesmiş, kalanlarını da Hz. Ali'ye vekâlet vererek kestirmiştir.(16) Şayet kendisi kesemiyorsa o takdirde ehil olan birisine vekâlet vermek suretiyle kestirir ve kendisi de orada hazır bulunur. Peygamberimiz kızı Hz. Fâtıma'ya :
"Kurbanın kesilirken orada hazır bulun. Zira işlemiş olduğun her günah, kurbanın kanından ilk damlası yere düştüğünde, bağışlanır" (17) buyurmuştur.

Az önce de söylediğimiz gibi, kesebiliyorsa kendisi, kesemiyorsa ehil olan birisine kestirmelidir. Hayvan kesmede ehil olmayan yani bunu beceremeyen kimseler, hayvana eziyet ederler ki, bu haramdır, günahtır. Bir ibadet yapılırken günah işlenmez.
Hemen her yıl kurban bayramı günlerinde televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler, seyredenlere büyük rahatsızlık vermektedir. Bu görüntülerin ortadan kalkması, kurbanların ehil olan kimseler tarafından kesilmesine bağlıdır. Ehil kimse bulamayanlar kurbanlarını mezbahalarda kestirmelidirler.

Yurtdışında bulunanlardan kurbanlarını memleketlerinde kestirmek isteyenler, bir tanıdıklarına vekâlet vermek suretiyle kurbanlarını kestirebilirler. Böyle yaptıkları takdirde hem kurbanları kesilmiş, hem de daha iyi değerlendirilmiş olur.

Kurbanlık hayvanlar ve bu hayvanlarda aranan şartlar:
Kurban edilecek hayvanlar, koyun, keçi, sığır, manda ve devedir.
Vahşi hayvanlardan kurban etmek caiz değildir. Çiftleşen hayvanlardan doğan yavrunun annesi ehlî ise erkeği vahşî'de olsa bu yavrudan kurban etmek câizdir. Çünkü hayvanlarda yavru anneye tâbidir.

Koyun ve keçinin bir yıllığı kurban edilir. Ancak altı ayını doldurmuş olan kuzu annesinden ayırdedilemeyecek kadar gösterişli ve semiz ise kurban edilebilir. Oğlak için bu durum geçerli değildir.

Sığır ve mandanın iki, devenin ise beş yaşında olanı kurban edilir.
Koyun ve keçi bir kişi adına kurban edilebilir.
Sığır ve deveye ise birden yediye kadar kişiler ortak olabilir. Ancak ortaklardan her biri müslüman olmalı ve kurban niyetiyle ortaklığa girmiş bulunmalıdırlar.
Et yeme maksadıyla ortaklık kurulursa veya birisi et yeme maksadıyla ortaklıkta bulunursa hiç birisinin kurbanı yerine gelmiş olmaz. Sığır veya deveyi kurban etmek üzere ortaklık kuranlardan her birinin vacip olan kurban niyyetleri şart değildir. Ortaklardan bazısı vacip olan kurban, bazıları nafile, bazıları keffâret kurbanı, ceza kurbanı, Hacc-ı temettü veya Hacc-ı kıran kurbanı, akîka kurbanı gibi değişik niyetlerle oraklıkta bulunabilirler.

Kurban kesildikten sonra et, tartı ile eşit şekilde paylaşılmalıdır.

Yaradılıştan boynuzsuz, burma, yenini yiyebilen delirmiş hayvan, çok zayıflamamış olan uyuz hayvan, yaradılıştan kulakları küçük olan hayvan, dişlerinin azısı düşmüş veya dişleri olmadığı halde yemini yiyebilen ve otlayabilen hayvanlardan kurban etmek câizdir.
Bir veya iki gözü kör, kemiğinde ilik kalmayacak kadar zayıflamış, kesileceği yere gidemeyecek derecede topal, kulak veya kuyruğunun yarıdan fazlası kesilmiş veya kopmuş, boynuzunun çoğu kırılmış, memesi kesilmiş, yavrusunu emziremeyen, memesi kurumuş veya memelerinden birisi sütten kesilmiş olan koyun-keçi ile, ikisi sütten kesilmiş sığır-deve, dört ayağından biri kesilmiş olan hayvan, burnu kesilmiş, pislik yiyen hayvanlar etindeki pislik temizleninceye kadar tutulmamış ise kurban olmazlar. (1)
Bu konuda ulemadan bazıları şöyle bir genel kaide koymuşlardır: "Hayvandan tam olarak, güzelce istifadeye mani olan her kusur kurbana manidir." Kusur bu durumda değilse kurbana mani değildir. Kurbana mani olan bu kusurlar zengin içindir. Zengin, kurban edeceği hayvanı bu kusurlardan biri bulunduğu halde satın alırsa veya satın aldıktan sonra bu kusurlardan birisi meydana gelirse bu hayvanlar kurban edilemez. Fakir için ise her hâlükârda kesmek câizdir.

Kurban Ailede Kimin Adına Kesilir?
Hanefi âlimlerinin görüşlerine göre, aile içinde, şahsı adına kimin serveti varsa kurban onun adına kesilir. Aile içinde her zengin şahıs, kendi adına kurbanını kesmekle mükellef olur. Ailede kendi adına serveti bulunmayanların ise hiçbirine kurban gerekmez. Yani zengin olmayan aile fertleri kurbanla mükellef olmazlar...

Diyelim ki servet, aile reisinin şahsına aittir. Öyle ise kurban borçlusu da servetin sahibi olan aile reisidir. Aile içinde serveti olmayan ötekilerin kendi adlarına kurban kesme mecburiyetleri söz konusu olmaz.

Bu sebeple de serveti olmayan aile fertlerinin kurbanı kendi adlarına kestirmek istemelerine gerek olmaz. Çünkü böyle bir mükellefiyetleri söz konusu değildir. Bilindiği üzere borç kimin ise ödeme mecburiyeti de ona aittir. Borcu olmayanın ödeme mecburiyeti de olmaz. Hanefi mezhebinin gereği budur. (3)

Kurban Kesmenin Şartları Nelerdir?
Kurban kesecek kimsenin: Müslüman, hür ve yolculuk halinde bulunmayıp mukîm olması, nisab miktarı mala sahip olması gerekir.

Akıllı ve bülûğa ermiş olma şartı konusunda ihtilâf vardır. İmam Azam ve İmam Ebû Yûsuf'a göre kurban kesmekle mükellef olmak için akıllı ve bülûğa ermiş olmak şartı yoktur. Zengin olan çocuk veya delinin malından velîsi kurban keser. İmam Muhammed'e göre ise akıl ve bülûğa ermek şarttır. Fetva bu görüşe göredir.

Kâfire kurban kesme vacib olmamakla birlikte eyyâm-ı nahr (Kurban kesme günleri) da müslüman olana veya bülûğa ermiş olana kurban vacibtir ve kurban kesmesi gerekir

Seferî olanlar kurban kesmekten muaftır. Bundan dolayı seferîliği gerektirecek yoldan gelen hacılara kurban vücûbiyeti yoktur. Ancak mukîm olan Mekkeliler için bu vücûbiyet düşmez. Eyyâm-ı nahr'da yolculuğa çıkan kişi, vakit çıkmadan mukîm olursa kurbanla mükelleftir. Eyyâm-ı nahr'ın ilk günlerinde mukîm olduğu halde kurban kesmeyen ve son gün sefere çıkan kişiden vücûbiyet düşer.
Kurban kesmede nisab, sadaka-i fitırla mükellef olmaktır. Bu durumdaki müslümana kurban kesmek vaciptir.
Kişi vaktin başlangıcında fakir, sonunda zenginleşirse kurban kesmesi gerekir. Kurban kesmekle mükellef olan aldığı kurbanlığı kaybeder ve mal varlığı nisabın altına düşerse eyyâm-ı nahr'da fakir olduğundan yeni bir kurban almaya gerek yoktur. Zengin olduğu halde yerine yenisini alıp keser ve diğerini de bulursa bunu kesmesi gerekmez. (1)

Kurban Nasıl Kesilir?

I.Kurban kesmek için bıçak önceden bilenip hazırlanır ve hayvanın göremeyeceği bir yere konulur.

Sonra hayvan ayakları ve yüzü kıbleye gelecek şekilde sol tarafına yatırılır.

Hayvanın sağ arka ayağı serbest kalmak şartıyla diğer ayakları bağlanır.

Bundan sonra tekbir ve tehlîl getirilir.

Arkasından "Bismillâhi Allâhü ekber" denilerek, hayvanın boynuna bıçak vurulur. Nefes ve yemek boruları ile şahdamarı denilen iki ana damarı kesilir.

Hayvan soğumaya bırakılır, kanının akması beklenir ve sonra derisi yüzülür.

Hayvanı elinden gelirse, kurban sahibinin kendisinin kesmesi menduptur. Kendisi kesemezse, bir müslümana kestirir. (1)

II.Hayvan incitilmeden kesilecek yere götürülür. Devenin dışındakiler kıbleye karşı sol tarafları üzerine yavaşça yatırılır. Kolaylık olması için üç ayağı da bağlanır. Sonra kesecek olan:

"Allahü ekber, Allahü ekber, lâ İlâhe illallahü vellahü ekber, Allahü ekber ve Lillahilhamd. Bismillâhi Allahü ekber'' der, ara vermeden büyük ve keskin bir bıçakla keser.

Sadece "Bismillâhi Allahü ekber'' diye kesse de olur.

Usulüne göre bir kesim yapmış olmak için, hayvanın yemek ve nefes boruları ile iki şah damarının kesilmesi gerekir.

Kurban kesildikten sonra sahibi, Allah rızası için iki rekat namaz kılar, sonra da dua ederek Cenâb-ı Hak'tan dileklerde bulunur.
Kurbanda Vekâlet

Bir müslüman kurbanını kendisi kesebileceği gibi bir müslümana da kestirebilir. Ancak kendisinin kesmesi daha faziletlidir.

Kurbanı kestirme konusundaki izin bizzat ifâde edilebileceği gibi, izne delâlet eden söz, fiil ve davranışlar da izin sayılır. Meselâ bir müslüman kurbanlık satın alsa kurban bayramı günü hayvanı yatırıp ayaklarını bağlasa onun emri olmadan bir başkası gelip hayvanı boğazlasa bu kurban için yeterlidir. Başka bir hayvan kesmek gerekmez.

İki müslüman yanılarak birbirlerinin kurbanlarını kendi adlarına kesmiş olsalar vacibi yerine getirmiş olurlar ve kestiklerini değişmek suretiyle kendi hayvanlarını alırlar. Eğer böyle bir durumu etler yenildikten sonra farkederlerse helâlleşirler.

Aralarında anlaşmazlık çıkarsa birbirlerine kurbanlıkların değerini öderler. Eğer eyyâm-ı nahr geçmiş ise bu paralan tasadduk ederler. (1)

http://www.islamiyet.gen.tr’ sitesinden faydalanılmıştır.

23 Kasım 2009 Pazartesi

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Image Hosted by ImageShack.us

Başta canımın içi Kerem amcam ve canım arkadaşım Dido’cum olmak üzere bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlarım.
Emekleri için hepsine teşekkür ediyor sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum.

22 Kasım 2009 Pazar

TÜM HAYALLERİMİZ GERÇEK OLSUN

Image Hosted by ImageShack.us

Merhaba Arkadaşlarım,

Harika, süperşahane, çoook güzel bir hafta diliyorum hepimize.
Nasıl geçti hafta sonunuz? Benim şahaneydi çok şükür.
Canım dostum Dido’cuğumla harika bir Pazar günü keyfi yaşadık. Beltur tesisi olan Emirgan Sarı Köşk’de enfes bir kahvaltı yaptık.

İstanbul’da yaşayan ve yolu İstanbul’a düşen herkese tavsiye ederim. Mekan süperşahane, kahvaltı çeşitleri çok fazla ve çok lezzetli. Açık büfe zeytinyağlıları da harika.

Image Hosted by ImageShack.us

Yukarıda resmini gördüğünüz yapay gölün önünde bol bol olumlamada yaptık tabiî ki.
Her şey için Allaha şükranlarımızı sunarak bitirdik günümüzü.

Malum yeni bir yıla giriyoruz. Ben Aralık ayını, hem doğduğum ay olduğu için, hem de yeni yılı karşılamaya sayılı günler kaldığı için çok severim. Bir çok kişi de hayatlarına çeki düzen vermek için, yeni başlangıçlar yapmak için, yeni yılı, yeni ayı, yeni haftayı beklerler. Ben de yeni yıla pırıl pırıl yeni umutlar, dumanı üstünde olumlamalarla girmek isteyen arkadaşlar için ayın son haftasında yeni olumlama cümleleri yayınlamak istiyordum.

Doğruyu söylemek gerekirse bu son hafta biraz enerjim düşmüştü. Meditasyon yapmakda bile zorlanıyordum. Ama bugün toparlanıp kendime geldim. Şimdi yine enerjim tavanda yani.
Ve düşündüm de mutluluğumuzu neden yarına, ay sonuna, yıl sonuna bırakalım ki dedim kendi kendime.

Düşünsenize arkadaşlar gerçekden layığı ile yapılan olumlamalar 21. günden sonra etkisini göstermeye başlıyor.

Ve diyelim ki siz hayatınıza bolluk bereket çekmek istiyorsunuz.
Olumlamalara bugün başlarsanız yeni yıla bolluğu hayatınıza çekmiş olarak gireceksiniz.
Yılbaşından sonraya bırakırsanız, yeni yıla en fazla içinde bulunduğunuz halinizle gireceksiniz.

Kilo mu vermek istiyorsunuz?
Olumlamalara bugün başlarsanız haftada bir kilodan hesap edersek yeni yıla 5 kilo eksik gireceksiniz.
Yılbaşından sonraya bırakırsanız, en iyi ihtimalle şimdiki kilonuzla gireceksiniz hatta birkaç kilo daha alarak bile yeni yılı karşılamanız mümkün.

Hayatınıza dünyanın en güzel duygusunu yani aşkı mı çekmek istiyorsunuz?
Olumlamalara bugün başlarsanız yeni yılı hayatınızın aşkı ile karşılama ihtimaliniz çok yüksek.
Yılbaşından sonraya bırakırsanız da büyük ihtimalle yalnız gireceksiniz.

Yeni yıla daha sağlıklı, daha mutlu, daha umutlu daha neli neli girmek istiyorsanız onu hayatınıza çekmeniz mümkün arkadaşlar. Lütfen ZİHNİNİZİN GÜCÜne inanın.

Yapmanız gereken tek şey ne istediğinizi tam olarak belirlemek, bol bol hayal kurmak, HAYALİNİZİN İÇİNDE OLMASINI İSTEDİĞİNİZ ŞEY SANKİ GERÇEKLEŞMİŞ GİBİ YAŞAMAK ve son olarak şükretmek. ( Ben artı olarak bolca dua da ediyorum bu arada).

Şöyleki;
Hayaliniz gerçekleşmiş,
Çok mutlusunuz,
Gerçekleşen hayalinizin sesi, kokusu, rengi, tadı varsa bunları hissedin,
Bütün düşündükleriniz mükemmel bir şekilde gerçekleşiyor, son derece mutlusunuz, mutlu olduğunuzu hissedin.
Hayallerinizde cek-cak’lı, meli-malı’lı lı zamanlara yer yok. Örneğin hayalinizi olaCAK, olMALI gibi cümlelerle kurarsanız, hayalleriniz hep askıda kalır ve olmasını beklersiniz.
Günde sadece 10 dakikanızı Allahı düşünmeye ayırın. Ne kadar büyük bir kuvvetin bizden yana olduğunu düşünmek bile kendinize olan güveninizi artıracaktır. Unutmayın, insanoğlunun gücünün yetmediği şeylere onun gücü yeter.
Son olarak bunun için Allaha şükredin, çünkü şükür bereketi doğurur unutmayın.

Örneğin hastalıktan korkuyorsanız, iyileşmek istiyorsanız, bir ton ilaç kullanıyorsanız, öte yandan da çok hastayım, iyileşemiyorum diyorsanız, üzgünüm arkadaşlar ama iyileşmeyi beklemeyin. Endişeleriniz korktuğunuz şeyleri başınıza getirmekten başka bir işe yaramaz çünkü. İyileşmek istiyorsanız öncelikle çok sağlıklı olduğunuza inanmanız, buna odaklanmanız gerekiyor yani.

Aşağıda işinize yarayacağını düşündüğüm birkaç konuda olumlamalar hazırladım size.
Daha doğrusu yaptığım olumlamaların bir kısmını buradan sizlele de paylaşmak istiyorum.

Olumlamaların ister tamamını yapın ister bir kısmını ama öncelikle ilk paragrafı mutlaka yapın. Çünkü eminim içinizden “ ya yapıyorum yapıyorum olmuyor” diyenleriniz de vardır. Bu aslında tamamen yılların getirdiği yanlış inançlarımız ve bilinçaltımızın hayatımıza koyduğu blokelerlerin bir sonucu. Onun için ilk paragrafda blokelerimizi kaldırmakla ilgili öğrendiğim ve yaptığım olumlama cümlelerine yer verdim.

Hayatınıza sahip çıkın arkadaşlar, yoksa başkaları gelip sahip çıkar. Bir de bakarsınız ki UMUTsuz ve mutsuz hayatınızı başkaları için yaşımışsınız. Hepinize “ KADERİNİZİN KÖLESİ DEĞİL, HAYATINIZIN EFENDİSİ OLDUĞU” şahane bir ömür dilerim.

Sevgilerimle,
Güngör Ekinci

Çevrem tarafından, bilerek ya da bilmeyerek alt ve üst bilincimde oluşturulmuş tüm negatif ve gereksiz kodlamaları, düşünce kalıplarını iptal ediyor, yerlerine bütün olmak bilincini, sevgiyle yerleştiriyorum.
Farkında olarak ya da olmayarak kendimde yarattığım tüm engellemeleri iptal ediyorum.
Farkında olarak ya da olmayarak kendime koyduğum tüm blokeleri kaldırıyorum.
Yolumun Tanrısal ışık ve sevgiyle açılmasını talep ediyorum.
Kendimi tamamen evrensel kaynağa teslim ediyorum.Teslimiyet içindeyim, güvende ve emin ellerdeyim.Allah bana ihtiyacım olan herşeyi zamanında sunuyor.
Kendi varlığımı olduğu gibi kabul ediyor ve kucaklıyorum. Ancak böylece yaşamımı güvenle sürdürürüm.
Geçmişi, geçmişimdeki herkesi ve kendimi sevgiyle affediyorum ve serbest bırakıyorum.

PARA, BOLLUK, BEREKET
Maddi rahatlık, bolluk ve bereket içindeyim.
Evren bolluk içinde ve evrenin bolluğu bana zahmetsizce akıyor.
Bütün ihtiyaçlarımı rahatlıkla karşılayacağım kaynaklara sahibim.
Parayı, hayatı, özgürlüğü, ve gücü seviyorum.
Hayatı bütün muhteşemliği ile yaşamam için, eğlence, dinlence,yardım ve günlük ihtiyaçlarımı en iyi şekilde karşılamak için , işlerimi geliştirmek, tasarılarımı gerçekleştirmek için para bana zahmetsizce gelir, ve ben sevinçle harcarım.
Ben çok şanslıyım hep kazanırım.
Bu zengin bir evren ve hepimiz için bolluk var.
Para bana zahmetsizce ve çoğalarak gelir, ben de keyifle ve sevinçle harcarım, hayırlara vesile olurum.
Evrenin sunduğu bolluk akışına tümüyle açığım.
Hayatımda bol sevgi, bol para, bol zaman ve sonsuz bilgi her zaman mevcuttur ve tam zamanında karşıma çıkarlar, bende uzanıp alırım.
Çalışarak, üreterek, ve paylaşarak yaşadıkça bolluk bana akar.
Allahım bolluk ve bereket kapılarını bana sonuna kadar açık tuttuğun için sana şükürler olsun. Çok teşekkür ederim.

UYGUN EŞ
Gönlüme, yaşadığım hayata uygun, beni sevip bana saygı duyan, benimde sevip saygı duyduğum,beni mutlu eden, benimde mutlu ettiğim eşim, hayat arkadaşım, uygun zamanda ( burada isterseniz süre verebilirsiniz) bana geliyor. Çok mutluyum.Ben güzelim, akıllıyım,değerliyim, eşimde bunların farkında, beni takdir ediyor, destekliyor, güveniyor. İkimizinde birbirimize olan sevgisi hergün katlanarak artıyor. Allahım beni böyle güzel bir evlilikle taçlandırdığın için sana şükürler olsun, çok teşekkür ederim.

KİLO VERME
Dahada sağlıklı olmak için hızla kilo veriyorum. Duygularımla barış halindeyim. Mutlu, ince ve zinde, ideal bedenime sahip olmayı hak ediyorum. Mutlu, ince, zinde, sağlıklı , güzel bir bedenim var. Zihnimde ince olduğumu görüyorum.İçinde sevgi olmayan herşeyi bırakıyorum. Herkesi affediyorum.Kendimi ve herkesi bağışlıyorum.Ben kendimi seviyorum.Sadece acıkınca yemek yerim.Aç olup olmadığımı bilirim. Kendime saygı duyuyorum. Hergün daha da güzelleşip sağlıklı ve zinde hale geldiğimi hissediyorum. Cildim muhteşem, canlı ve sağlıklı. Bedenimi seviyorum.İdeal bedenimi hak ediyorum ve şimdi buna izin veriyorum. Nezaman durmam ve yemem gerektiğini biliyorum.Öncekinden daha az yiyorum.Yeni bir zindelik düzeyine sahibim.Beslenmem çok dengeli, midem rahat..Bedenimin görünüşünü seviyorum.Bağışıklık sistemim mükemmel çalışıyor.Rahat dingin bir hızda yaşıyorum.Yediğim yemekler bana sağlık vererek ömrümü uzatıyor, hafızamı güçlendiriyor, beni dengeli tutuyor.Hücrelerim her geçen gün daha da güçleniyor.İnceyim ve dümdüz bir karnım var. Allahım hep benden yana olduğun için, hayatı hep benden yana kıldığın için sana şükürler olsun, çok teşekkür ederim.

KALİTELİ YAŞAM
Geleceğimde herşeyin iyi olduğunu bilerek güven ve huzurla ilerliyorum.Ben emin ellerdeyim. Her an heryerde güven içindeyim.Yaşamımdan memnunum.Heran gelişip öğrenerek ilerliyorum.Her günümü neşe, mutluluk ve kahkaha ile doldururum.Günlerimi çok verimli yaşarım.Hayatın tadını çıkararak var oluyorum.Ben yaşama sımsıkı bağlıyım. Amaçlarımı gerçekleştirmek için tam bir güven ve cesaretle ilerliyorum.Her an heryerde güven içindeyim ve sağlıklıyım. Sevdiğim işleri yaparak ve gurur duyacağım bir hayat yaşayarak her zaman sıcak, samimi ve dürüstüm.Sevgi ve şefkatle doluyum. Duygularımla barış halindeyim.Olduğum yerde güven içindeyim.Büyümeye ve yaşamın sorumluluğunu almaya hazırım.Başkalarını bağışlıyorum ve kendi yaşantımı,isteklerim doğrultusunda oluşturuyorum.Mutluyum, özgürüm.Yapmak istediğim herşey için yeterli vaktim var.Hayatı seviyor ve tadına varıyorum.Yaşamdan zevk almak ve sevmek için alabildiğince özgürüm. Allahım hep benden yana olduğun için, hayatı hep benden yana kıldığın için sana şükürler olsun, çok teşekkür ederim.

SAĞLIK - KİŞİLİK GELİŞİMİ

Bedenimi seviyorum.
Yeteneklerimi, aklımı seviyorum.
Her nefes alışımda rahat, huzurlu ve sakin olduğumu, güçlü olduğumu biliyorum.
Hep sağlıklı ve genç kalıyorum.
Işık ve neşe saçan sevgi dolu bir insanım.
Kendimi seviyor, beğeniyor ve onaylıyorum.
Kendime özen gösteririm.
Ne kadar özel olduğumun farkındayım.
Bulunduğum yere güzellik, neşe ve anlayış götürürüm.
Kendi duygularımla huzur içindeyim.
Kutsal sevgi ile korunuyorum.
Hep genç kalıyorum.
Yaşamda barış ve huzur içindeyim.
Neşeli, mutlu ve özgürüm.
Ben allahın sevgisinden var edildim.
Rahat dengeli ve sakin bir biçimde hayatımı sürdürürüm.
Her an gelişip öğrenerek ilerliyorum.
Her an her yerde güven içindeyim, ve sağlıklıyım.
Her nefes alışımda rahat, huzurlu, ve sakin olduğumu biliyorum.
Ben hep sağlıklı ve güçlü olmayı seviyorum.
Hep yenilenerilenerek ilerliyorum.
Hep genç kalıyorum ve çok sağlıklıyım.
Allahım hep benden yana olduğun için, hayatı hep benden yana kıldığın için sana şükürler olsun, çok teşekkür ederim.