FOTOĞRAF ÇEKMEK BÜYÜK BİR KEYİF BENİM İÇİN

Bugün oldukca soğuk olan, 2010 Avrupa kültür başkenti İstanbul dan herkese merhaba arkadaşlar.

Amatörce de olsa fotoğraf çekmekden çok keyif alıyorum. Ne yazsam diye düşünürken bir yandan da sayısız dosyaya sahip olduğum, çektiğim fotoğraf dosyalarına göz gezdirmeye başlamışdım ki,konu da kendiliğinden çıkmış oldu.

Fotoğraflardan bazılarını sizlerle de paylaşmaya karar verdim.
Umarım siz de izlerken benim çekerken aldığım kadar keyif alır sınız.

Hepinize iyi seyirler ve harika bir hafta diliyorum.

Sevgilerimle,
Güngör Ekinci



Yılbaşı çiçeğimiz yılbaşına bir iki hafta kala açıp, balkonumuzun yüzünü güldürdü.





Allahım ne kadar büyüksün diyorum her defasında, yarattıklarını büyük bir hayranlıkla izlerken. Küpeli’miz.





Yazın çayımı yudumlarken izlemeye doyamadığım bahçe çiçeklerimizden biri.Bakmayın bahçe dediğime aslında minicik bir bahçeçik. Ama olsun o kendisini botanik bahçesi sanıyor. Ben de öyle. :-)




Babam bir kaç ay önce 2 tane güvercine sabahları yem atmaya başlamıştı. Şimdi sabahları görseniz evimizin önünü, kendinizi Yeni Camii de zannedersiniz.Bunlar sadece birkaçı.




Bir kaç yıl önce katıldığım bir tekne turundan makineme yansıyan bir İstanbul manzarası.





Canım İstanbul'umun karşı kıyısına geçtiğim günlerden birinde fotoğraf makineme yansıyan bir kare.





İstanbul fotoğraflanır da Kız kulesi poz vermez mi hiç.Kız işte insanı da aynı kulesi de:-)





Topkapı Sarayı girişi.
İçi ayrı, dışı ayrı etkilemişti beni gerçekten.




Sultan Ahmet Camii bahçesi




Evimizin önündeki muhteşem güllerimizi balkondan seyrederken de dayanamayıp anı karelemiştim.





Burası da kardeşim Güler’in evinin balkonundan makineme yansıyan bir kare.Aşkın eniştem mangal ziyafeti çekmişti o akşam.




Kaz sürüsü.
Geçen yaz canım kuzenim Ünsal’ın düğünü için Kars'a gittiğimde çekmiştim bu fotoğrafı. Kaz etine bayılıyorum bu arada.Yanında da bulgur pilavı olacak. Oooohhhhh, valla burnuma kokusu geldi şimdi.








Bahçeciğimizden bir karecik daha.





Biz de çiçek dikmek hastalık gibi bişey. Hatta benim için yazın meyve ağaçlarımızı kireçle boyamak da ayrı bir zevk. Ben de, annem de, anneannem de bayılırız çiçek dikmeye. Bu karede de anneannemin Rize’de çeşit çeşit çiçeklerinden birini görmektesiniz.





Yine Rize ve yine anneanne hatırası.




Uğur böceklerini ve Atları çok severim. Bu fotoğrafı da Ayder yaylasında çekmiştim.





Fotoğraflarını çekmekden büyük keyif aldığım yeğenlerimden Emirhan’ım.




Ve yine fotoğraflarını çekmekden büyük keyif aldığım diğer yeğenim Ecrin’im.





Kastamonu seyahatimizde kahvaltı yaptığımız İzbeli konağındaki harika soframız.





Karda yürümeyi bile beceremeyen biri olarak kayamadan döndüğüm Ilgaz tatilimden bir kare.




Didim tatilinde Apollon Tapınağından bir kare.




Beypazarı tatilimden Sünnet gölü kıyısında çekilmiş bir fotoğraf





Mumlara bayılırım. Özellikle de tarçın kokulu mumlara.Bu da sohbetine doyum olmayan Delfiş’imin salonundan bir kare.





Daha önce çay tohumu gördünüz mü? Bu fotoğrafı da Rize’de çekmiştim.






Kendi doğum günümde hazırladığım çam ağacı şeklindeki patates salatam.Blog arkadaşım Nunu’cum dan öğrenmiştim.




Fotoğraf çekmeyi olduğu kadar çektirmeyi de seviyorum tabiî ki.Bu karede son Tüyap fuarından, sevgili yazarlarımızdan sayın Naşide Gökbudak ile.