Gururla söylüyorum ki esim İspanya'nin en başarılı Turk işadamlarından biri. En son bu ay bir aylık dergide daha yayınlandı Canımın icinin röportajı. Sanırım konuyu bastan özetlersem daha anlasilir olacak.
Yıllar önce İstanbuldayken, üniversite sınavına bir kac gün kala, sinavina girecek ogrencilerle sokak röportaj yapilirken, tesadüfen Canımın ici ile de konusulmus. Daha ogün bile muhabire, sınavı kazanamazsam yurt dısına gidicem demiş esim. Gazete kupürü hala dürüyor ama İstanbuldaki evimizde olduğu için şimdi yayinlayamadim malesef. Sınavdan istediği sonucu alamayınca aslen Adiyamanli olup Adanada yaşayan esim, İstanbula yerleşmeye karar vermiş.
Daha o yaslarda bile vizyonunun çevresindekilerden farklı olduğunu fark ediyormuş. O yılların Turkiyesinde bile tutuculukdan cok uzak, modern bir bakış acısına sahipmiş, halada öyle zaten. İstanbula yerleştiğinde turizm sektöründe çalısmaya karar vermiş. Otel ve restaurantlarda garsonluk ve barmenlik yaparak başlamış ise. Tatlı dili ve güler yüzü ile hem yerli hem yabancı turistler tarafından, çalıştığı işletmenin en aranilan personeli olmuş. Öyleki müşteriler tatillerine onu da dahil etmeye çalışıyorlarmış. Evlerine dondukden sonra da irtibatlarını kopartmiyorlarmis.
Istanbulda en son çalistigi yer House Of Medusa restauranti olmus. Orada çok severek uzun yillar sef olarak gorev yapmis. Burada kendi dukkaninin adini da oradan esinlenerek HOUSE OF MEDUSA KEBAB koymus.
Canımın ici bir yandan da folklarla ilgilenirmiş. Folklor ekibi ile yurt dısı festivallerine katılırmış. 1989 yılında İspanyanın Jaca isimli bir köyündeki festivale katılmışlar. Kaldigi 1 hafta suresince orayi ve ınsanlarını cok sevmiş. Hatta İstanbula döndüğünde bile İspanyadan özellikle de Zaragoza civarından birilerini görürse Adıyaman Kahtadan bir hemşerisini gormuş kadar sevinirmiş.
Daha o yaslarda bile vizyonunun çevresindekilerden farklı olduğunu fark ediyormuş. O yılların Turkiyesinde bile tutuculukdan cok uzak, modern bir bakış acısına sahipmiş, halada öyle zaten. İstanbula yerleştiğinde turizm sektöründe çalısmaya karar vermiş. Otel ve restaurantlarda garsonluk ve barmenlik yaparak başlamış ise. Tatlı dili ve güler yüzü ile hem yerli hem yabancı turistler tarafından, çalıştığı işletmenin en aranilan personeli olmuş. Öyleki müşteriler tatillerine onu da dahil etmeye çalışıyorlarmış. Evlerine dondukden sonra da irtibatlarını kopartmiyorlarmis.
Istanbulda en son çalistigi yer House Of Medusa restauranti olmus. Orada çok severek uzun yillar sef olarak gorev yapmis. Burada kendi dukkaninin adini da oradan esinlenerek HOUSE OF MEDUSA KEBAB koymus.
Canımın ici bir yandan da folklarla ilgilenirmiş. Folklor ekibi ile yurt dısı festivallerine katılırmış. 1989 yılında İspanyanın Jaca isimli bir köyündeki festivale katılmışlar. Kaldigi 1 hafta suresince orayi ve ınsanlarını cok sevmiş. Hatta İstanbula döndüğünde bile İspanyadan özellikle de Zaragoza civarından birilerini görürse Adıyaman Kahtadan bir hemşerisini gormuş kadar sevinirmiş.
Arkasi donuk beyaz gomlekli benim, siparis aliyorum :-)
Birkeresinde dünya ne kadar küçük dedirten bir olay yasamış. Jaca´dan bir aile, esimin çalistigi yere tatile gelmiş. Karşılıklı konuşurlarken laf lafı acmış, esim de Jaca da festivale katıldıklarını söylemiş. Ve fark etmisler ki, megerse o misafirler de bu gösteriyi izlemişler.
Bu aile ile arasında cok farklı bir bağ oluşmuş. Öyle bir bağ ki, şimdi o ailenin kizi, Canımın icine amca diye hitap ediyor. Ve beni istemeye geldiklerinde ailenin hanımı sevgili Mari´de aramizdaydi. Ayrica düğünümüzde de tüm aile Istanbuldaydi.
1989 festivalinden sonra artık her yıl İspanyaya tatile gitmeye başlamış. 1994 yılında kesin olarak Zaragoza da yasamaya karar vermiş ve buraya yerleşmiş. Esim cok istikrarli ve prensip sahibi bir adamdir. Geldikden sonra zaman zaman sıkıntılar yasamış olsa da, 6 yil boyunca aynı barda çalışmaya devam etmis. Sonrasinda artık kendi dükkanını acmaya karar vermiş. Hiç bir maddi birikimi olmadan, tamamen çılgın Türklüğünden gelen azmine, is ahlakına, disiplinli çalısmasına, isine ve insanlara olan sevgisine güvenerek, 2000 yılında ilk dükkanını acmış.
Zaragoza'nın ilk doner kebap dukkani olan HOUSE OF MEDUSA DONER KEBAB
Zaragoza'nın ilk doner kebap dukkani olan HOUSE OF MEDUSA DONER KEBAB
Çalisma arkadaslarimizdan sevgili Patricia.
Medusa, Turk, Fasli, Cezayirli, Colombiali, Kubali, Perulu, Ekvadorlu, Ispanyol, Arjantinli, Romen ve Bulgar çalisma arkadaslarimizla, çok uluslu genis bir personel yelpazesini kapsiyor.
Bir diger çalisma ardasimiz Diego.
Annemin esimle tanıştığında söylediği ilk şey " kızım bu cocukda şeytan tüyü var onu sevmemek mümkün değil " olmuştu. Gercekden de öyledir. Kısa bir süre icinde sundugu hizmet ve İsapanyadaki bu farkli lezzetle, sehrin önemli restaurantlarından biri olmuş ve cok şükür arkasından da diğer dükkanlari açmis.
Dükkanlarımızın çevreside dahil, sehirde cok fazla doner kebabçilar açılmış Medusa'lardan sonra.
Ama Medusa´nin farki herkesçe fark edilir durumda. Öyle bir müşteri potansiyeli olusmus ki zamanla, kendimi sanki misafirlerimizi evde değil de dükkanımızda agarliyormusuz gibi hissediyorum. Herkes tanıdık, içten, samimi, dost.
Ayrica hala Turkiye için birseyler yapma çabasinda. Dukkanlarin hepsinde Turk kokusu, Turk buyusu, Turk motiflere goze çarpiyor. Duvarlari susleyen tablolardan, yukaridaki fotograflarda gordugunuz masalara kadar herseyde ulkemizden birseyler var.
Buradan Turkiyeye tatile gidecek olanlar da once Canimin Içine danisirlar. Nereye gidilir, ne yapilir, ne alinir... Dukkanlarda çok sayida harita, dergi, brosur gibi tanitici dokumanda yer aliyor zaten. Buyuk bir keyifle yapar ulkemizin tanitimini. Sirf dukkan adimizdan dolayi bile Medusayi merak edip Istanbul Yerebatan Sarnicindaki Medusayi gormeye gidenler var. Ayrica yurdumuzdan gelecek onemli gruplar için gerektigi durumlarda da rehberlik yapar zaman zaman.
Tuvaletlerin kapilarindaki Kadin - Erkek resimleri bile ozel seçilmis durumda.
Canımın ici çocuklara cok düşkün. Bazı bebekli müşteriler geldiginde anne baba rahat yemek yesin diye bebekleri alıp oyalıyor, oynatıyor. Dükkanı ilk açtığı zamandan itibaren cocuklara yazı yazmaları resim yapmalari için kagit kalem vermiş. Ve yapilanlarin hepsini bu tahtaya asmış. 5 - 6 yaslarindayken yaptıgı resimler bu tahtaya asılan cocuklar, şimdi lise çağlarında ve bazen gelip o resimlere yazılara baktıkları oluyor. Ya da cocugunun resmini bulmaya çalışan anne babalar oluyor bazen. Dükkanın önünden geçerken ille de Ahmet'te yemek yiycem diye anne babasini cekistiren cocuklar bile var.
Medusa´nin en son yer aldigi bu ayin dergisi.
Canımın ici evlenmeden önce burada cok sevildiğini söylemişti bana aslında ama inanın bukadarini ben de beklemiyordum. 15 dakikalık yolda yürürken 15 kisi ile selamlasiyoruz desem inanın abartmış olmam. Hayatımda onun kadar kompleksiz ve kendi ile barışık bir insan daha görmedim. Burada marka olmuş artık çok sukur.
Medusa´nin urunlerinin ve kalitesinin anlatildigi bir kose yazari röportaji. Ayrica bu röportaj için bir de Turk yemek tarifi istemislerdi. Canimin içi de o çekim için evde Karniyarik yapmisti. Röportaja gelen yazarlarin ikiside lezzetlerimize hayran kalmislardi.
Kebabin Avrupadaki yayilma seruveni ve Zaragozada sevilmesinde Medusa´nin tartisilmaz katkisinin anlatilgi bir röportaj.
Zaragoza´nin ilk kebab rastauranti olarak Medusa´nin 10. yili serefine yapilan roportaj
Bu sehirdeki yabanci lezzetlerin içinde Turk lezzeti olarak da ulkemizi Medusa temsil etmisti.
Yillar once sigara yasagi ulkeye kismi olarak gelmis. Yasagin uygulanip uygulanmayacagi isletme sahibine birakilmis. Medusa bu kurali ilk uygulayan muessese olmus ve bu röportajda o nedenle yapilmis.
Aragon bolgesinin halkina Maño denilirmis. Esiminde yurt disindan gelip Ispanyolcayi maño sivesi ile konusmasi dikkat çekmis. Buna istinaden de Turk lezzetinin temiz ve lezzetli sekilde ustelik maño sivesi ile sunuldugunun anlatilgi bir röportaj yapilmis kendisi ile.
Gazetenin okurlarina sundugu egzotik bir lezzet tavsiyesi...
Zaragoza´da bir Turk...
Turk mutfagina duyulan tutkulu ask, sevgi...
Ani defterine bir musterimizin yazdigi anlamli cumleler...
Burada Osmanlilar demek Otomanos anlamina geliyor. Yukarida da bahsettigimiz gibi Aragon halkina da Maños deniliyor. Esime de dostlari ikisinin karisimi ile OTOMAÑO adini takmislar.
Yillar onceki bir tatilimde bu Medusa´yi çok sevip kendime hediye olarak alirken, hayatimda bu kadar buyuk bir onemi olacagi aklimin ucundan bile geçmemisti.
Canimin içi ile hem esi olarak hem de bir Turk olarak gerçekden gurur duyuyorum.
Bu Oscar heykelcigini de duydugum gururun sembolik, kuçuk bir gostergesi olarak hediye etmistim kendisine.
Fotograflari uzerlerine tiklayarak buyutebilirsiniz.
Sevgilerimle,
Gungor Ekinci Saglik
5 yorum:
İnsanların başarı hikayelerini dinlemek her zaman hoşuma gitmiştir.Hatta öyle ki Mümin Sekman ın bir çok eserini okudum bununla ilgili.Ben gerçekten eşini tebrik ediyor başarılarının sonsuz olmasını diliyorum.sevgiler ve selamlar gönderiyorum,canım kankam...
Keyifle okudum. Eşini kutluyorum özgüveni, çaba ve başarısı için. Ayrıca Adıyaman' lı oluşu da ayrıca sempati duymama neden oluyor. Orada ben çocukluğumun üç altın yılını geçirdim. 60 İhtilalinin hemen arkasından da bir hafta sonunu Kahta' da geçirmiştik.
Bu vesileyle kendisine selamımı iletirsen sevinirim. Okuyan bizlere de gurur veren başarılarının devamını diliyorum. Senin de mutluluğunun katlanarak sürmesini tabii:)
Sevgiler...
Canim Kankam,
ve çok sevgili Asuman hanim,
Oncelikle guzel sozcukleriniz ve iyi dilekleriniz için çok tesekkur ederiz.
Canimin içinin oyle dolu dolu bir hayati varki yazsak roman olur cidden. Hatta bana kalsa buraya daha da çok seyler yazmak isterdim. Ama çok mutevazi bir insan oldugu için gerek yok diyor. Zaten kendisine de diyorum, hem esi olmakla, hemde Turk olmasi ile iki kere gurur yasatiyor bana.
Selam ve sevgilerinizi simdi birlikte okuduk. O da sizlere selamlarini iletiyor.
Yurekden tesekkur ederiz, sevgilerimizle.
esinizi yurekten tebrik ederim.bir turizm elcisi olarak calisiyormus.bende universite yillarimda portoda staj yapmistim.portodan trenle barcelonaya gecmistim.genc bir kiz olarak ne maceraydi.tek basima yaptigim bu gezide bavullarimi sirf turk oldugum icin didik didik aramislar.simdi ise almanyada yasiyorum.turklugunu unutmus turkleri gordukce icim kan agliyor.selam olsun kim oldugunu unutmayanlara.
Sevgili Ozgur Tatlar,
Çok guzel bir benzetme yapmissiniz tesekkur ederiz, hakikaten gonullu turim elçisi gibi çalisiyor esim. Geçen hafta tatile gitmistik, otelden ayrilirken otelin ani defterine yazdigim yazinin yanina bile Turk bayragi resmi çizdim. Insan kim oldugunu ve nereden geldigini unutmamali.
Sizinkide çok hos bir macera olmus cidden. sevgilerimizle.
Yorum Gönder