14 Şubat 2010 Pazar

AŞK OLSUN

''Akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
Soyunmak vardı derdinden evrenin.
Bir entari serinliğini giyinmek,
Kendi derdini tespih gibi çekmek elinde,
Yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü,
Karşında polisiye roman okumak vardı,
Sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz,
Sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak...''

Rahmetli Bülent Ecevit'in "Rahşan'a" sözleriyle yazdığı YAPAMADIĞIMIZ adlı şiiri. Sekiz mısrayla ne güzel de anlatmış hayatı paylaşmayı değil mi?

Ve işte aşklarını rafa kaldırmışlara yeni bir fırsat olarak,
aşklarını her daim taze tutanlara daha özel bir gün olarak,
çiçeği burnunda yeni aşıklara tatlı, farklı, yeni bir heyecan olarak,
Şubat ayının bu soğuk günlerinden birinde, içimizi ısıtmak için 14 Şubat geldi çattı.

Hadi itiraf edin, Ona ne alsam, yada ne yapsam da bugünü daha anlamlı, daha ölümsüz kılsam diye hafta başından belki de geçen aydan beri tatlı bir telaş içindesiniz değil mi?

Bu günün kapitalist düzenin bir oyunu olduğunun arkasına saklanan arkadaşlarımıza, bir çift laf edeceğim ; lütfen biraz daha dürüst olun ve, ben seni senin beni önemsediğin kadar önemsemiyorum deyin. Evet evet bu daha inandırıcı olur inanın.
Çünkü gerçek bir aşığın aşkı maddiyatla ölçülmez zaten. Şahsen beni hediyenin maddi değeri hiç ilgendirmez. Önemli olan hatırlanmış olmak, senin için emek verilmiş olmak, düşünülmüş olmak. Bazen yürekden yazılmış bir mesajın değeri hiç birşeyle ölçülemiyor.

Bir de bu günün sevgi günü olduğunu idda eden, etrafına sevgi pıtırcıkları dağıtan, oto kuşa, büyüğe küçüğe, ille de bugün sevgisini sunmaya kalkan arkadaşlarımız var. Değil efendim, bu günün adı üzerinde Sevgililer günü, sevgi günü değil. Elma başka Armut başka şey dimi ama?

Bir de kalbi Yar’sızlarımız var. Biz bu maçta, beklenen kişi gelecekse çekilen çile kutsaldır deyip önümüzdeki maçlara konsantre olalım en iyisi :-)

Siz kimi bekliyorsunuz bilmem ama ben duruşuna, bakışına, konuşmasına, huylarına, bakış açısına hayran olacağım, bir saat görmesem özleyeceğim, çok sevip çok sevildiğime emin olacağım, yanında ben olabileceğim, kendim kadar güveneceğim, piyasa Adamı olmayan özel bir Adam bekliyorum.

Aslında bugün, hayatımda böyle bir Adam olsaydı ne yazardım diye düşündüm. Onları yazacakdım ama sonra vazgeçtim. İçi boş olacağı için yazmak pek anlamlı gelmedi. İnşallah seneye :-)

Herkesin layığını bulduğuna/ bulacağına çok inanırım ben. Onun için Yar’i olanlara güneşli günler diliyor, olmayanlara AŞK olsun diyorum.

Son olarak çok yerde yazılıyor gerçi ama sevgililer gününün nerden çıktığını hala bilmeyenler varsa, hikayesine kısaca yer vermek istedim.

Milattan önce 4. Yüzyıl'da bir geleneğe göre, her yıl belli bir günde düzenlenen festivalde kura çekerek eşleşen çiftler, gelecek yılın o gününe değin birbirinin sevgilisi olurmuş... Derken, İmparator Cladius, genç sevgililer için düzenlenen bu özel günden rahatsız olmuş, iyi savaşamadıkları gerekçesiyle sevgililerin birlikte olmasını ve evlenmelerini yasaklamış. Ancak, St. Valentine isimli bir aziz, imparatordan gizlice genç çiftleri evlendirmeye devam etmiş. Bir gün imparator, bu durumu anlamış ve azizi idam ettirmiş. İşte, o gün bugündür kendisini başkaları için feda eden St. Valentine adına, öldüğü gün olan 14 Şubat, “sevgililer günü “ olarak kutlanır olmuş.

Sevgilerimle,
Güngör Ekinci

Hiç yorum yok: