8 Mart 2013 Cuma

Birgun Hersey Çok Guzel Olacak MI?



Turkiye de kadin olmanin zor oldugunu biliyordum ama buraya geldikden sonra çok daha iyi anladim.  Buradaki bayan arkadaslarimin yaslarini ogrendikden sonra  inanin çok sasiriyorum.  Çunku onlari,   Turkiyedeki tanidigim yasitlari ile,  mesela annemle,  anneannemle,  bazi arkadaslarimla karsilastirdigimda sasirmamak, sok olmamak mumkun degil.

Ben, asagi yukari  butun 50´li yaslarindakilar annem gibi, 70´li yaslarindakiler anneannem gibi gosterir saniyordum.  Çunku,  Turkiye de yasit insanlar arada nadir olarak istisnalar çiksada,  genel olarak ayni belirtileri ( saçlarin beyazlasmasi, yuzde kirisiklik, yorgunluk, kilo vb… ) gosteriyorlar.  
Burada inanin butun kadinlar ulkemizdeki yasitlarindan 9- 10 yas daha genç gosteriyorlar.  Çunku benim gozlemledigim kadari ile Avrupa da hayat kadinlarin ekseni etrafinda donuyor.

Bir kere burada basta kadin olmak uzere hiç bir canliya siddet uygulanmaz, uygulaNAmaz.  
Yasalar tikir tikir isliyor çunku. Hem de herkese esit olarak.  Kisi hata islerse basina gelebilecekleri biliyor ve adimlarina dikkat ediyor.
Ornegin bir yonetici personeline baskı mı uyguladı, kisi hemen gidip "bana psikolojik baskı uygulanıyor " diyerek şikayet etme hakkına sahip. Onun icin işverenlerde çalışanlarına saygısızlık yapmamak zorunda.


Az once turk kanallarindan birinde,  telefonda uzun sure konustugu için esi tarafindan oldurulen bir kadinin haberini,  içim parçalanarak ve hala ulkemizde boyle seylerin yasandigini bilmenin uzuntusu  ile izledim.

Orada yasanan olaylar zaman zaman burada da haber oluyor ya da sosyal paylasim aglari ile yayiliyor. Madalyonun parlayan yuzunu gosterip Avrupa´ ya girmeye çalisiyoruz ama,  inanin Avrupa´nin madalyonun pasli yuzunden de haberi var .
Buradan Turkiyeye tatile giden arkadaslarımdan bana" senin ulkenin kadinlarinin yuzunde huzun var ve çok karamsar bakiyorlar" gibi sozler edenler oluyor. 

Tabiki dilim dondugunce ulkemin kadininin anaçligini, fedakarligini, iyiligini, guzelligini anlatmaya çalisiyorum. 
Ama ote yandan içten içe biliyorum ki  ulkemde kadin;
Siddet gordugu kocasindan ayrildigi halde yine onun saldirganligina, tacizine, maruz kalabiliyor  hatta onun tarafindan oldurulebiliyor.

Bir kiz çocugu 15 yasinda ailesinin zoru ile evlendirilip 17 ´sinde kocasi tarafindan oldurulebiliyor.

Tasra kesimlerde bir bayan, gece kiz arkadaslari ile sokaga çiksa, daha sabah olmadan adi kotuye çikiyor.  Tabi bu bayanlarin gece guvenli bir sekilde evlerine donebilmeleri de mucize. 

Ben gece geç saatte tek basima disari çikamiyorum diye Canimin içi çok sasiriyor. Çunku O, 20 yildir burada yasadigi için buranin GUVENLIK ÇEMBERINE guvenerek konusuyor.  Oysa ben, hala Istanbul´un sundugu TEHLIKE ÇEMBERININ aliskanliklari ile hareket ediyorum.

Turkiyede tenha bir yerde,  ya da geç bir saatte, bir bayanin basina birsey geldigi zaman, ilk soylenen sey  
“  onun orada ne isi vardi,  ya da onun o saatte orada ne isi vardi?” oluyor.  Avrupa da bunlar sorgulanmiyor inanin. Avrupa kadin haklarini konusmayi çokdan geçmis, burada INSAN HAKLARI konusuluyor.
 Çunku burada, kisiye cinsiyetine gore muamele edilmeden,  insan olarak bakiliyor. Ve inanisa gore her insan ozgurdur, istedigi saatte istedigi yerde bulunabilir, basina da birsey gelmez.

   
Avrupa da kadina kaca dayagi, kaynana baskisi, çevre elestirisi yok. 
Mutlaka  çocuk dogurmalisin hatta en az uç tane yapmalisin diyen yok.  
“ Aaa bu yasa geldin hala bu renkler de kiyafet mi giyiniyorsun, daha pastel giyin, goze çarpma “ diyen yok.
 “ Evlendin, barklandin,  artik çalisma, kendi parani kazanma, evinin kadini, çocuklarinin anasi ol, 
saçini sadece bizim için supurge et, ben de zaman zaman o supurgeyi ayagimin altina alayim” zihniyeti  de yok.   


Avrupadaki sartlarin ulkemize gelmesinin çok zaman alacagi kesin, ama hiç olmazsa, Istanbulun imkanları Anadolumuza da gidebilse. Yoksa  Istanbul´un Avrupa kultur baskenti olmasi tabiki çogumuzu gururlandirdi. Ama bunun,  tarlada çalismakdan ellerinin sekli bozulmus kadinlarimizin, dogum için kizakla hastaneye goturulurken yolda bebegini kaybeden kadinlarimizin çok da umrunda oldugunu sanmiyorum.
Umarım bir gün canım ülkemin guzel insanları, değerli kadınları da hak ettikleri degeri, kıymeti görür, güvene kavuşurlar. Yakın zamanda herseyin cok guzel olması dileğimle sevgilerimi gönderiyorum. Kadınlar gunümüz kutlu olsun.
Güngör Ekinci Saglık

8 yorum:

Asuman Yelen dedi ki...

İçime işledi bu duygusal yazın Güngör' cüm. Özellikle içinde "güvenlik çemberi" ve "tehlike çemberi" betimlemeleri geçen cümlen.
Umarım her şey umduğumuzdan yakın bir zamanda düzelir.
Sevgiler, selamlar....

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

Sevgili Asuman hanim, yazilanlarin gerçek oldugunu bilip de etkilenmemek mumkun olmuyor tabiki. Umarim dediginiz gibi her sey umduğumuzdan yakın bir zamanda düzelir.
sevgiler, selamlar, opucukler.

hüznün tadı dedi ki...

Bende bu güzel dileğine içtenlikle katılıyorum. Hava biraz karardığında dışardaysam eğer kendimi suçlu gibi hissetmenin önüne geçemiyorum hala...

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

Evet sevgili Huznun Tadi,
hakkimiz olani ozgurce yasayamamak içimiza islemis resmen. Çocuklugumuzdan itibaren boyle yetistirilmiyor muyuz zaten : Hava kararmadan evde ol!
Insallah birgun hersey çok guzel olacak, inaniyorum. Sevgiler, selamlar.

Sevginin Ruhu dedi ki...

İnan Avrupada yaşamak istedim. İnşallah ülkemizde de kadınların daaha güzel yaşayacağı günler yakındır. Sevgiler.

Esra dedi ki...

Güngör hanım, Türkiye'de çalışan kadının iki katı yorulduğunu görüyoruz. Çalışan bir kadın olarak aynı şeyleri yaşıyorum. İnsanın kendine bakacak değil, aynaya bakacak vakti olmuyor. Hep merak ettiğim şey, Avrupa'da ki çalışan kadın bu kadar bakımlı, rahat ve hayattan zevk alabilmeyi nasıl beceriyor? Ya da becerebiliyor mu? Orda durum nedir? Sevgiler:)))

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

Sevgili Sevginin Ruhu,
Bizler orada yasarken hayatin dongusunun içinde yuvarlanip gidiyoruz. Ben de birçok seyi buraya gelince fark ettim. Ve inanki hergun yaptigim dualarimin içinde memleketim de var.
Benden de selamlar, sevgiler.

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

Sevgili Esra hanim,
Sizi çok iyi anliyorum. Bende Turkiyede çok yogun çalisiyordum ve ayrica evimle isim arasindaki mesafeden dolayi hergun toplam 3-4 saatim yolda geçiyordu. Dusunsenize zaten hiç bir sey yapmasaniz bile yolda yipraniyorsunuz. Avrupanin birkaç ulkesini daha tanima sansim oldu. Ve gordugum heryerde insanlar genel olarak toplu tasima araçlarini kullaniyorlar. Tek baslarina gitmek istiyorlarsa da bisikletle ise gidiyorlar. Dolayisi ile hiçbir yerde trafik sorunu yok.
Buda insanlara vakit yaratiyor tabiki.

Ve çalisma saatleri çok ideal, haftada 40 saat. Gece gunduz suren, haftasonuna sarkan mesailer yok. Herkes aksamlarini ve hafta sonlarini kendisine ve ailesine ayiriyor.

Saglikli besleniyorlar. Bizim sadece diyet yaparken tercih etigimiz meyve, salata, sebze, su, onlarin dogal beslenme biçimi.

Duzenli olarak kadinsal bakimlarini da yaptirdiklari için hem disardan hem içerden bakiyorlar kendilerine yani.

Tum bunlara birde yazimda belirttigim etkenleri eklerseniz, onlar bakimli, guzel ve saglikli olmasinda kim olsun ?
Yurekden selam ve sevgilerimle.