19 Ağustos 2011 Cuma
Kör kuyuda olsak bile UMUT HEP VARDIR
Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyuya düşmüş.
Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte.
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde.
Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü.
Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor.
Üstelik yaralanmış.
Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı.
Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez.
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi .
Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu.
Köylüler ağzı açık bakakaldı.
Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır.
Ne bazeni, çoğu zaman.
Bizi toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur malesef.
Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil,
düşünüp silkinmek, kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır.
Kör kuyuda olsak bile...
Sevgilerimle...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Çok doğru bir hikaye Güngörcüm,insan kendi kanatlarını takıp tevekkülle hep ışığa koşmalı,dediğin gibi umut olduğunu hep bilmeli..
Sevgiler canım...
Güngör, yazıyı ne güzel bağlamışsın. Her sıkıştığım anda bu yazıyı hatırlayabilmeyi umuyorum.
Sevgili Delfişim,
Sevgili Buğdaycım,
Rabbim umutsuz, ışıksız bırakmasın hiç kimyeyi ve bizleri. Ve kendisini kör kuyularda hisseden herkesi de feraha çıkarsın.
Sevgilerimle.
güzel hikaye
Yorum Gönder