14 Mart 2010 Pazar

VEDA, ölüme meydan okuyan bir kuşağın hikayesi...



"VEDA, ölüme meydan okuyan bir kuşağın hikayesi".
Selanik’li bir kuşağın hikayesi desek daha doğru olur aslında.
Ulu önderimiz ve Zübeyde hanım gibi, Salih Bozok ve Fikriye hanım da Selanik’den geliyorlar çünkü.



Hiç bitmesin istediğim harika bir filmdi gerçekden.
Başdan sona hiçbir kopukluk yok.
Oyuncular harika,
kostümler tam zamana uygun,
müzikler duygulara hayat vermiş,
önce okul arkadaşı, sonra silah arkadaşı Salih Bozok’un anlatımıyla,
baş rolde baş kumandanımız, yanında en sevdikleri...



Filmde Ata’mızın hayatı ile birlikte dönemin aşk, sevgi, dostluk gibi duygularıda işlenmiş. Filmin başından itibaren akan yaşlarım, Fikriye hanımın silahından çıkan kurşunla tabiî ki daha da arttı. Ama bence filmin verdiği en yoğun duygu DOSTluk.
Öyle bir dostluk düşünün ki biri öldüğü için diğeride intihar ediyor.

İnsan fiziksel olarak bu dünyadan göçtüğünde ölmezmiş.
Asıl onu tanıyanlar, onu sevenler öldüğünde ölürmüş.
Bu anlamda Atamızda ölmedi, ölmeyecek.
Onu seven Cumhuriyet bekçileri var oldukça sonsuza kadar yaşayacakdır.

Böyle filme gidilmezde,
başından sonuna kadar ağlanmazda,
Atamız ve silah arkadaşları,
ve tabiî ki Mehmetciklerimiz saygı, şükran ve rahmetle anılmazda,
Film ekibinde yer alan oyuncusundan, yazarına, yönetmeninden yapımcısına kadar, kısaca emek veren herkes eller acıyana kadar alkışlanmazda ne yapılır?

Emeği geçen herkese bizi böyle başarılı bir yapımla buluşturdukları için çok teşekkürlerimi gönderirken, hala izlememiş olanlarınız varsa mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

Sevgilerimle,
Güngör Ekinci

Hiç yorum yok: