2 Haziran 2025 Pazartesi

ALLAH'IM BABAMI ÇOK SEV


Her yil 18 Mart´ta Çanakkale Zaferi ile kutlardik canim babamin dogum gununu.

Vefatini da baska bir bayrama saklamis meğerse iyi yureklim.

19 Mayis gunu sessiz, sakin bir sekilde ayrildi aramizdan.

Babam son zamanlarda çok hastaydi.  Bir gorup doneyim diye endişe ve üzüntü ile 19 Mayis sabahi buradan yola çiktim.  Saat 16:00´da evin onundeydim. O an çok ilginç bir sey oldu. Sanki ev agliyor gibi geldi bana. Içeri girdim, yurumeye basladim. Her sey film gibiydi.  Sanki içerisi sisliydi, duvarlar, kapilar, perdeler her sey agliyordu sanki. Once salonda annemi gordum. O da rahatsizligindan dolayi hiç kalkmadan yatiyor ( 1-2 aya kadar iyilesecek insallah). 

Sonra babamin yattigi odaya gittim. O an basimdan asagiya kaynar sular dokuldu sanki. Babam gozleri kapali bir sekilde sadece nefes aliyordu.  Zar zor bir yudum sicak çorba içirdim pipetle. Ama o an benim orada oldugumun farkinda degildi bence.  Saat 17:00 civari daha sesli baba baba diye bagirdim.

Çok ilginç bir sekilde babam o an gozlerini açti. Bana gulumsedi. Elimi sıktı. Gozlerini kapatti. Arada Kelime-i şehadet getirdi. Ve saat 5 buçuk civarı  hiç inlemeden, zorlanmadan, sakince,  uykusunun içinde aramizdan ayrildi…Gitti… 


Baba!

Hep endise ederdim, ya sagligina yetisemezsem diye. Ya da ben dondukten sonra vefat edersen ve cenazene yetisemezsem diye.

Hani ben bir seye sıkılınca sen hep derdin ya “ sen tasa etme ben hallederim”. Bunu da hallettin baba. Istanbul´da bulundugum bir haftalik sure içinde hem vedalasmak, hem de evlat olarak orada bulunarak seni hak ettigin gibi guzel bir sekilde ugurlamak kismet oldu bana. Bir haftalik  sure içinde hem sagligini, hem vefatini, hem mevlidlerini gordum baba.

Selâni duydugumuzda evimizde deprem oldu sanki. Seni evden çikartirlarken gozumun onune  hangi animiz geldi biliyor musun?

Hani ben ilkokula giderken okulda çok fazla öğretmen arkadasin vardi. Ben de folklor ekibindeydim. Ve bir 23 Nisan gunu toren oncesi hepiniz ogretmenler odasinda halay çekmistiniz. Ne kadar mutluyduk.      Oyyyy Eyip Ekinci simdi seni boyle mi gorecektim?

Seni son bir hafta içinde goren herkese “ ben aslinda gidiyorum, çok hastayim, ama Gungor´u bekliyorum” demissin. Ahh babam, can babam…Ben duyduklarimin hangi birine yanayim simdi…

7.gun mevlidinin okunacagi gun sabahtan itibaren hava çok kapaliydi.Ev ve bahçe doldu tasti sevenlerinle. Hava tum gun kapali olmasina ragmen hiç yagmadi. Ne zaman ki son misafirimiz gitti, son masalar sandalyeler bahçeden kaldirildi,  o dakika yagmur yagmaya basladi. Rabbim seni ne kadar çok sevmis olacak ki her seyin çok kolay oldu canim babam. 


Mezarinin tam ayak ucunda çok buyuk bir ihlamur agaci var baba. Bas ucunda da bir çesme. Sokagin adini bilsen çok sasirirsin. Ekinci Sokak.

“Baba çinar agaci  gibidir. Meyvesi olmasa bile onun gölgesi yeter” derler. Biz sana da doyamadik, golgene de doyamadik. Artik ayak ucundaki ihlamur agacinin altinda golgelenecegiz canim babam.

Vefatini duyan tum dostlar, akrabalar, arkadaslar, komsular akin akin geldiler taziyeye. Gelemeyenler defalarca arayip paylastilar acimizi. (Gelen gelemeyen, arayan soran herkesten Allah razı olsun. Sağ olsunlar var olsunlar) Her gun duan okundu evde.

Şapkani getirdim gelirken. Az once onume koydum. Sonra bir çay sana koydum bir çay kendime. Bayagi bir konustuk, dertlestik seninle. Aslinda ben konustum sen dinledin. Iyiki de her konusmamizda sana “ seni çok seviyorum “ demisim. Sen de hep ayni cevabi verirdin bana “ Ben de seni çok seviyorum, hepinizi çok seviyorum”. İyi ki buraya da gelmişsin, torunlarını görmüşsün.

Gunlerdir çok garip bir ruh hali içindeyim baba.  Sanki her gun seni anmazsam, gonul koyacakmissin, uzulecekmissin gibi geliyor. Çok sukur ki rabbim dayanma gucu  veriyor. Güzel anılarımızı düşünerek avunmaya çalışıyorum artik. Ama cok garip bir duygu içimdeki. Ne ilk günlerdeki kadar çaresizce durmadan agliyorum, ne de vafatindan onceki kadar mutluyum. Bir tuhafim anlayacagin.  Sanki karanlık bir fırtınanın içindeyim ve fırtınanın dinmesini, ortamın aydınlatmasını bekliyorum. Boyle boyle alisiliyormus demek ki.

Her sey için çok tesekkur ederim baba.

Bizi sonsuz sevip, sevgisini hep belli eden bir baba oldugun için  çok tesekkur ederim. Bize ogrettigin tum degerler için çok tesekkurler. Saygiyi, sevgiyi, omuz olmayi, destek vermeyi, paylasmayi,  kiymet bilmeyi,  Ataturk´u, Hz. Muhammet´i.…Hepsi için çok tesekkurler. Son yillarda hiç sampiyon olamasada sayende Fener´li olmakta guzeldi be baba.

Eskiden şakalasirdik seninle. Sen evin buyuk aslaniydin ben kuçuk aslani. Bildigim tek sey artik hiç bir sey eskisi gibi olmayacak baba. Her sey eksik kalacak. Her guzel durumda kardeslerimle ve annemle keske simdi sen de buarada olsaydin diyecegiz.  


Rabbim seni çok sevsin canim babam.

Peygamberimize komsu etsin. Çektigin agrilar ve çileler kefaretin olsun. Yattigin yer nurla dolsun. Rabbim gunahlarini affetsin baba.  Mekanin cennet olsun.

Kurban bayramına çok az kaldı... Babalar gunu de yaklasiyor…Neyse...dedim ya hiç birşey eskisi gibi olmayacak...

Hem sen hem de hakkin rahmetine kavusmus olan tum babalar hepiniz nur içinde uyuyun baba. Sag olan butun babalara da saglikli uzun omurler dilerim.

Seni çok seven ve sonsuza kadar sevecek olan kizin.

Kuçuk aslan Gungor Ekinci Saglik 



27 Temmuz 2022 Çarşamba

Muito Obrigado Lizbon / PORTEKIZ

Portekiz´in guzel baskenti Lizbon´dan sevgiler...
Yeni yerler tanımak, yeni şeyler tatmak, yeni insanlar görmek, çok mutlu olmak, bolca şükretmek..

Halkın sevecenligi, Turistik yerlerdeki restoranların garsonlarinin ellerinde menülerle güler yüzlü bir şekilde müşterileri davet etmesi, Yol üstünde gölgede sandıkları ile oturan ayakkabı boyacılari, Trafiği, Lezzetli yemekleri, Ege denizini hatırlatan, suyu çok soğuk olan güzel denizi, Daracık arka sokakları, Muhteşem heykelleri, Güzel binaları ile Lizbon'u biz çok sevdik. Ve İstanbul 'a çok benzettik...
Her sey için " Muito obrigado" Lizbon
🇵🇹🤩❤️😘🏖️🧿👨‍👩‍👦‍👦🌍🐟🍍
 




 
Rossio Meydani

            

28 Numarali Meshur Tramvay

70 dakika sira bekledikten sonra yaptigimiz yolculuk açikcasi benim pek hosuma gitmedi. Çunku Lizbon´un en ust bolgelerine ve ara sokaklarina kadar girip cikiyor. Oturarak 20 kisi aliyor. Bu nedenle once birinci duraktan 20 tane turist aliyor. Ikinci duraktan itibaren  normal yolculari da almaya basliyor ve tabiki ayaktaki yolcularla birlikte  tika basa doluyor. Bu nedenle bu tramvaydayken etrafi izleyebilmek ve kayda deger fotograf çekebilmek cok cok  zor. 

Bacalao / Morino baligi ile yapilmis kroket


Kahvaltiliklardan bazilari

Bu baliklar da kahvalti icin. 

Tejo Nehri  ( Tajo Nehri )

İspanya'da doğan ve Portekiz'de Atlas Okyanusu'na dökülen İber Yarımadası'nın en uzun nehri.


Akvaryum

CASCAIS / Atlas okyanusu / Estoril plaji

Estoril

Belém Kulesine oldukça yakın mesafede yer alan Jeronimos Manastiri

MIRADOR´dan ALFAMA´ya bakis  

Meshur BELEM pastanesi. 
Asagidaki Belem tatlisindan yiyebilmek icin bu tarihi pastanenin onunde sira beklemeniz gerekiyor.
BELEM TATLISI

                                        Keşifler Anıtı (Padrão dos Descobrimentos)




 
Lizbon´un en hayran kaldigim yeri SINTRA

SINTRA



Hotel Lisboa Plaza
Otelimiz temiz ve guzeldi. Ayrica personel cok nazik ve guler yuzlu. 
https://lisbonheritagehotels.com/lisbon-plaza-hotel/


                               Tarihi Santa Justa Asansörü


 

                                Lizbon Katedrali


TICARET MERKEZI  Praca do Comercio


Bu sembolik tarihi trenlerle 2-3 dakikalik bir yolculukla Mirador´a çikiliyor.







Temmuz ayi olmasina ragmen Atlantik okyanusuna yakin olusu kendisini hissettiriyor. Sabahlari ve aksamlari mutlaka ince bir hirka ya da ceket gerekiyor. Ama gun ortasi hava sicakligi 29-30 dereceye kadar ulasti. 



21 Ocak 2020 Salı

HAYATIMIN EN GUZEL EMIR´İ


Canim oglum, kuçuk mucizem Emir´im.
Bugun tam 4 aylik oldun. Ve bilsen oyle tatlisin ki. Bazen seni yemekten korkuyorum. :))

Varliginla hayatimiza ne buyuk bir mutluluk kattigini seninde bilmeni çok istiyorum. Bu nedenle soz uçar yazi kalir dedim ve sana bu mektubu yazmaya karar verdim. Umarim buyudugunde birlikte okuruz.

Demir tavinda dovulur evlat. Ve bazen bazi seyler için geç kalinabilir. Ben babanla geç sayilabilecek bir yasta evlenmistim. Sonra birinci dogum, abinin biraz buyumesini beklemek ve baska bazi sebeplerden dolayi hadi biraz daha bekleyelim derken birgun doktor bana “ sizin ikinci çocuk için çooook buyuk bir mucizeye ihtiyaciniz var ” dedi. Ve bu konu orada kapandi...

Doktorun bu cumlesi beni bir kadin olarak çok fazla incitti ve mahçubiyet duymama sebep oldu. Haftalarca sesi ve cumleleri kulaklarimda yankilandi, zaman zaman dusunurken gozlerim dolardi.

Bazen bosver deyip dusunmeden, bazen dusunup huzunlenerek, bu konusmanin uzerinden tam iki yil geçti.  Iki yilin sonunda birden bire bende çoook fazla bir sekilde ikinci çocuk istegi basladi. 2018 yilinin aralik ayinin ilk gunleriydi.

Bir sabah “ Doktorlar tabii ki bir çok seyi biliyorlar, ama  Allahin mucizeler yaratan gucunu ve benim ona olan inancimin buyuklugunu unutuyorlar, biz bitti demeden bitmez” dedim kendi kendime.

Sonuçta hersey Allahin bir EMIRine bakmiyor mu? 
Hemen, yillardir birçok sey için uyguladigim, dua, zikir, kuantum olumlama, ve affetme çalismalarini yapmaya basladim.    Sonra tamamen baska birseyin kontrolu için 5 Subat 2019 tarihinde doktora gittim ve ayni doktorun agzindan bu kez de su cumle çikti  “ aaaa bu nasil olabilir, mumkun degil, siz hamilesiniz”.

Aslinda senin birgun mutlaka gelecegini biliyordum biricik mucizem benim. Ama valla bu kadar çabuk gelecegini ben de beklemiyordum. Tabii sonra oracikta aglamaya basladim.

Arkasindan hemen hamilelik ile ilgili gerekli testler, tahliller yapildi ve 4 Ekim 2019 tarihinde dogum olacagini soylediler. Bu bilgi subatin sonunda verildi bize. Ama ben yine kendi kendime konusmaya basladim. “ Ben 38. haftanin son gunu 20 Eylul de dogum yapacagim “ demeye basladim. Hatta hamilelik boyunca dogum ne zaman olacak diye soranlara “ doktora gore 4 ekim ama 
bence 20 eylul “ diyordum ve en bastan beri bir oglumuz daha olacagini da hissediyordum.

Babanla ikimiz tarifsiz bir mutluluk içindeydik. Fakat doktor yuksek seviyede dusuk riski oldugunu soyledigi için simdilik mutlulugumuzu kimseyle paylasamiyorduk. Hatta ilk 4ay abin bile bilmiyordu. Bu oyle zor bir durum ki; hem ailemize yeni bir gunes daha doguyor diye tum sevdiklerinle paylasmak istiyorsun, hem de ya gunes dogmadan batarsa diye çok buyuk bir endise yasiyorsun. Gerçi ben senin varligini duydugum ilk gunden beri bizi birakmayacagina emindim. Ama iste yine de insan çok sevince, çok isteyince, korkusu da çok buyuk oluyor.

Abin, aramiza katilacagini ogrendigi andan itibaren dunyanin en mutlu abisi oldu. Sen dogduktan sonra da bu hiç degismedi. Hiçbir kisknçligi olumsuz davranisi olmadi sana karsi. Surekli “dunya da en çok kardesimi seviyorum ”diyor. Geçen gun sen çok agladin. Abin bana ne dedi biliyor musun?
Anne lurfen bisey yap, kalbim daha fazla dayanamiyor”.

Hamilelik sureci benim açimdan çok zor geçti canim benim. Ilk 4 ay gunluk hayatimi zorlastiran inanilmaz bir bulanti ve dusuk riski. Beraberinde hamilelik diyabeti. 4. ayin sonundan itibaren yalanci sanci denilen dogum sancilarim basladi çok siddetli bir sekilde hem de hergun. Tabii bir de nefes darligi ve sifir uyku ile geçen agrili geceler. Hamilelik boyunca baskule gore sadece 6 kilo almama ragmen inanilmaz bir sekilde odem tuttum. Balon gibiydim, sanki 30 kilo almis gibi bir halim vardi. Butun vucudum, ellerim , ayaklarim sisti. Yurumekte zorlaniyordum.  Ellerimi yumruk yapacak sekilde sikamiyordum bile. Aynaya bakinca siskinlikten yuzumu taniyamiyordum neredeyse, zaten aynaya da bakmak istemiyordum.  

Içimde varligini ilk hissettigimde Ispanya da anneler gunuydu. Hareket ederek ilk anneler gunu hediyemi vermistin bana iste. Daha ne isterdim ki ? Senin gelecegini bilmek bile bana gore dunyanin en guzel hediyesiydi evimin kuçuk prensi.

19 Eylul gecesi super sancili, bulantili, çok zor bir gece oldu. 20 Eylul sabahi doktorla randevumuz vardi. Gittik. Ve ogrendik ki geliyormussun.
Sonra sancilar sancilari kovaladi, çoooooook zor ama normal bir dogumla 20 Eylul gecesi artik kollarimdaydin. Mutluluktan aglamak nasil guzel bir duygu anlatamam. Rabbim bu duyguyu isteyen herkese yasatsin insallah.

Çok sukur, bin sukur, Allah EMIR verdi “ ol ” dedi, annen inandi, doktorun ihtiyacimiz oldugunu soyledigi buyuuuk mucize gerçeklesti sonunda. 38. haftaya gore biraz kilolu, çok yakisikli, bal renginde, dunya tatlisi bir bebektin misket gozlum.

Dogumdan once anneannen ve deden bize yardimci olmak için buradaydilar. Varliklari ve tecrubeleri ile hayatimizi kolaylastirdilar sagolsunlar.

Dogduktan sonra tam taburcu olacakken sarilik nedeni ile bir gece hastanede kaldin sen. Dusunebiliyor musun ben taburcu oldum ama sen hastanede kaldin. Tabii ki Allah daha buyuk dertler vermesin. Ben de biliyorum ki sarilik çok ciddi bir rahatsizlik degil. Ama iste seni orada kuçucuk bir kuvözun içinde yalniz basina birakinca kalbimde kiyamet koptu sanki. Bence çocuklari hasta oldugunda annelerin kalbinde olçum yapilsa Nuh tufani tufan sayilmaz. Asil tufan annelerin kalbinde kopuyor çunku. Durmadan agliyordum. Kendimi durduramiyordum bir turlu. Ayrica çok agrim vardi, normal dogum yapmak bende de bazi sorunlara sebep olmustu. Çunku burada eger bebekte risk yoksa, dogum ne kadar zor geçerse geçsin, anne ne hale gelirse gelsin onemli degil, mutlaka normal dogum yaptiriyorlar. Sonuç olarak ertesi gun sen ust katta, ben iki gozum iki çesme alt katta acil serviste yatiyorduk. Sana sadece 3 saatte bir sut verebiliyordum. Neyseki 24 saatin sonunda senin de taburcu olmana izin verildi. Rabbim hiçbir anne babayi çocuklarindan ayirmasin, butun bebeklerin saglikla dogup buyumelerini nasip etsin. Artik evimizdeydik çok sukur.
 

Sen mutlu, ben mutlu, baban mutlu, abin mutlu, deden ve anneannen mutlu…
Dogmadan once, ne zaman dogacak, kime benzeyecek, nasil bir çocuk olacak gibi seyler dusunuyordum. Simdi abine ve sana baktikca mezuniyet torenleriniz, sizlerle ilk dansim, kiz isteme merasimlerimiz, benim nasil bir kayinvalide olacagim, yurt disinda okursaniz bazen ziyaretinize gelip sevdiginiz yemekleri yapislarim, tatil donuslerinizde sizi havaalaninda babanla bekleyislerimiz ve daha bir suru tatli telas gozumun onunde canlaniyor.

Çok tatli bir bebeksin mucizelerin en kiymetlisi. Kalbime sokasim geliyor seni. Çok tatli guluyor çok guçlu agliyorsun. Bazen zor uyuyorsun. Buna ragmen tam yatagina birakinca kendimi tutamayip sikica opuyorum seni. Tabii aglayarak uyaniyorsun hemen.

Ismini Lucas Emir koyduk babanla. Simdi sozluge baksan
Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. Prens, şehzade. Büyük bir hanedana mensup kimse. Peygamberimizin soyundan gelen. Kumandan. Abbasi devletinde başkomutan. Osmanlı devletinde beylerbeyi ve Tanzimat’tan sonra sivil paşalığın ilk derecesi olarak geçer Emir isminin anlami.
Ama sadece bunlar mi? Bence hersey bir EMIR ile basladi. Allah once Hz. Ademi yaratti “ ol ” emri ile. Buyuk kitabimizi gonderdi; nasihatlerini ve EMIRlerini içeren.
Zaman içinde EMIR buyruk oldu, komut oldu, bazen bugune bazen gelecege yon veren. Bazen savaslar baslatti bir EMIR bazen barislar getirdi. Agizdan çikarken bile isikli bir enerji yaydigina inandigim için ben Emir koydum Turkçe ismini, dokundugun herseye gittigin heryere baris, huzur, mutluluk, sevgi vermeni dileyerek.

Baban Ispanyolca ismini Lucas koydu. Sozluge bakacak olursan aydinlik, isik saçan, parlayan, ilim ile ugrasan anlamina geliyor. Ayrica burada yilin her gununun ozel bir azizi var. Aziz Lucas` da tip biliminin azizi olarak kabul ediliyor ve  her yil 18 Ekim de aniliyor. Ayrica Hz. İsa'nın oniki havarisinden birinin adi oldugu için Lucas ismi burada dini açidan da onemseniyor. Biz çok sevdik isimlerini umarim sen de seversin Emir´im.

Evimin parlayan gunesi mektubumu burada bitirmek zorundayim. Uyanmak uzeresin çunku.
Seni çok çok çok seviyorum. Allahim senin, abinin ve dunyada ki butun çocuklarin yolunu açik etsin. Hayatlariniz boyunca hersey gonlunuzce olsun.
Seni çok seven, sevmelere doyamayan annen.

Gungor Ekinci Saglik 

7 Ocak 2020 Salı

FELICES REYES


Ispanya da yilbasi etkinlikleri  24 Aralik ´da baslayip 6 Ocak ’a kadar devam ediyor. Bu nedenle 15 gunluk  okul tatilleri de bu sureyi kapsayacak sekilde oluyor.   24 Aralik Hz. Isa´nin dogum gunu olarak kabul edilip dini açidan çok onemseniyor. Zaten bu sebeple buranin asil yeni yil kutlamasi da 24 Aralik  olarak kabul ediliyor. Onun için  herkes  24 Aralik gecesini aileleri ile ya da  en yakin dostlari ile geçirip birlikde yeni yil yemegi yiyorlar.    31 Aralik gecesi de tum dunyada oldugu gibi burada da , yeni bir yila giriyor olmanin sevinci ile yine dostlarla ya da ailelerle kutlaniyor.
Yeni yila girerken çocuklara iki sekilde hediye geliyor. Ilki Noel baba tarafindan olup ya Navidad gecesi yani 24 Aralik´da ya da yilbasi gecesi 31 Aralik´da.  Ikincisi ise 5 Ocak gecesi Krallar dedigimiz Reyes tarafindan. Hatta isteyen buyukler bile hediyelesmerini bu tarihlerde yapiyorlar. Bazi, uslu, derslerinde basarili ve soz dinleyen çocuklara ise ikisi birden hediye getiriyor. Ispanyada Noel babadan daha populer olan " Los Tres Reyes " denilen Üç Krallar inanci var. Inanisa gore Hz. Isa´nin dogumunu haber alip, ona dogudan ve batidan hediyerler getiren uç tane kral var. Isimleri Melchor, Gaspar ve Baltasar. Bu 3 kral Ocak ayinin 5 ´ini        6 ´sina baglayan gece ayni Noel baba gibi evlere ugrayip çocuklara ve hatta buyuklere  hediyeler birakiyorlarEger evdeki çocuk uslu, derslerine iyi çalisan, odullendirilmeyi hak eden bir çocuksa sabah uyandiginda yilbasi agacinin altinda, adina gelen hediye paketini buluyor. Ama yaramazlik yaptiysa yilbasi agacinin altinda adina "Carbon De Reyes"  denilen komur seklindeki sekerlerden buluyor.
5 Ocak aksami gelisleri Ispanyada tam bir karnaval seklinde kutlanan bu 3 sembolik kral, geçtikleri tum sehirlerde coskuyla karsilaniyor.  Dun aksam buyuk bir gorsel solenle sehrimizden de geçtiler. Belli bir guzergah uzerindeki km.lerce yol trafige kapatildi. Krallarin ve beraberlerinde geçen gosteri gruplarinin rahat geçebilmesi, ayni zamanda halkinda bu geçisleri rahatlikla izleyebilmesi için yollara demir korkuluklar dizildi. Karnavala gosterilen ilgi, sevgi, cosku gerçekten gorulmeye degerdi.   Genç, yasli, çoluk çocuk herkes, evinin kapisini kilitleyen sokaga atmisti sanki  kendisini. Krallar ve beraberlerindeki gruplarin bir kismi seker ve balon yagmuruna tuttular çocuklari.  Sokaklar istedikleri hediyeleri kagida yazmakla ugrasan çocuklarla doluydu. Çunku onlar isteklerini yazip kagitlarini ellerinde tutuyorlar. Sonrasinda kraldan once postaci kiligindaki gençler  patenleri ile kayarak gelip yol ustundeki çocuklardan kagitlarini alip krallara iletiyorlar.  O sirada yasanan sevgi çigliklarini, tezahuratlari, gorsel soleni gormeli, duymalisiniz. Tek kelime ile muhtesem oluyor.
Tabiki çocuklar hep çocuk kalmiyor, bir sure sonra onlarda uyanmaya basliyorlar. Anne babalarina bu krallarin ve Noel babanin uydurma oldugunu, gerçekde boyle birsey olamayacagini soyluyorlar. Aileler de çocuk, çocukluk hayalleri ile ilgili  hayal kirikligi yasamasin diye, sanki ona bir sir verir gibi konusup " tamam, sen simdi bunu fark ettin. Krallar aslinda hayal kahramanlari, ama bunu sakin baska arkadaslarina soyleme, bu aramizdaki bir sir olarak  kalsin " diyorlar.  Çocukda buyuklerin bildigi bir SIRa ortak oldugu için halinden daha da fazla keyf alarak buyumeye devam ediyor.Ayrica bir de ismine " Roscón de Reyes Magos" denilen bir pasta var. Bu pastanin içinde de çok minicik bir surpriz hediye oluyor. Pastayi yerken bu bu hediye kime çikarsa, gelecek yil pastayi o kisi aliyor. Ve 6 Ocak gunu hemen hemen butun evlerde yemekten sonra bu pasta yeniliyor.
Herkese gunesli gunler mujdeli haberler dilerim.
Yurekden sevgilerimle.

FELICES REYES AMIGOS
Gungor Ekinci Saglik

17 Mart 2018 Cumartesi

KITAP TANITIMI VE IMZA GUNUMDEN FOTOGRAFLAR

Çok sukur, bin sukur. Çok guzel bir kitap tanitimi ve  imza gunu oldu.
Hala çok mutlu ve heyecanliyim.